Kutlamaların masum aracı oldu alkol,
Hayatta kalmadı mı eğlenecek başka yol?
Dünya bu melanetle mücadele ederken,
Bizde hâlâ özendirilen medeni sembol!
Bu yılbaşında da ‘kör kütük’ ayyaşımız bol…
Sarı açtı yüreğime ektiğin güller,
Göverdi hülyalar, maviye boyamadım.
Hicran bestesini şakırken bülbüller,
Gözlerinin cennetine doyamadım.
Firak rüzgârlarda savrulurken küller,
Kaç mevsim bekleyeceğim, sayamadım.
Yokluğunda içim titrer Sevgili!
Kifayetsiz kalır kalemin dili,
Ne vakit çalacak vuslatın zili?
Zalim yıllar geçer, söyleyim;
Sensiz kalan eşi neyleyim?
Bitti mi sanırsın yüreğimdeki sancı,
Hiç tükenmedi sana olan inancı,
Rüyalarımda geziniyor bir peri;
Avuçlarımdan kayıp gittiğinden beri,
Olduk birbirimize yabancı.
Sevda, kanadı kırık bir kuştur,
Sessizliğe gömülürken yaşamlar.
Her şey olacağına varır,
Ne kadar koşturursan koştur.
Koca bir yazın rehavet serkeşliğinde,
Buram buram tütüyor anılar,
Goncaları coştururken nisan havaları,
Yeşersin gönlümüzün sarı ovaları;
Boynu bükük lâleler gibi bakma!
Mor kokulu hüzünlerden uzak dur!
Neden gözlerin nemli, bakışların mahmur?
Kazanlar kaynadı, sofralarda aş,
İftarda koşturmaca, tatlı telaş,
Ruh inceldi, tükendi gözlerde yaş;
.................................Sile sile,
.................................Sile sile...
Ben gölgene sevdalı bir bulut,
Seni sevmekten sanık yüreğime,
Diyorsun ki, unut!
Aşk tüten gözlerin,
Öyle bakmıyor güzelim, bakmıyor.
Avuçlarında kaybolurken zaman,
Akdeniz kokulu, yakamoz gülüşlü dilber!
On dört şubat sevgililer günüymüş bana ne?
Ruhum, gittiğinden beri kendinden bihaber;
Sevgi nehir olmalı, mesafeler bahane,
Kıraç vahalarıma akacak mısın söyle?
Bir gün değil, bir ömür yürüyelim beraber.
Yüreğinin ılıman iklimlerinde şahlanır,
Sevdanın yağız atlı süvarileri.
Gözlerine meftun yüreğim padişahlanır,
Çevreler ilhamın kanatlı havarileri.
Sevgini içtikçe, artıyor susuzluğum,
GÜZEL DERİN BİR ANLATIMINIZ VAR..GÖRMEYEN GÖZLERİNİZ AMA YÜREĞİNİZİN GÖRDÜĞÜNÜ MISRALARA DÖKEBİLİYORSUNUZ TEBRİKLER..