Gün döner, güneş batar bu yerde,
Yine dağlar üstüme yürür,
Yine akşam olur, yine karanlıklar yanar.
Civcivler tavukların kanatları altında,
Kuzular koyunların peşinde,
Buzağılar ineklerin ardında,
Demiştim ya hani.
Ben bu dünyayı anlamıyorum diye.
Evet, ben bu dünyayı da,
Bu insanları da,
Bu düzeni de anlamıyorum.
Her şey ta başından belli.
Hayat,
Örtülü yalan,
Ölüm,
Örtüsüz gerçek.
Vardın:
Adam gibi adam,
Ne demeliyim ki şimdi sana?
İyi olduğumu söylemeliyim,
Canım yanmıyor,
Yüreğim sıkışmıyor,
Unuttum demeliyim seni.
Unuttum seni.
Ne güzel bir şeysin,
Lan, sen yaşamak?
Kılcal damarlarımdan tut,
Hücrelerime değin hissediyorum seni.
Yalnız bahar da, yaz da değil,
Sonbahar da, hatta kışta,
Kimseler bilmez sevdiğim seni.
Ben bilirim yüreğini, sevgini, şefkatini.
Ve ellerini, canım ellerini.
Ellerinin bir ecza olduğunu.
Gözlerin bir ışık deryasıdır,
Ufkumda parıldayan.
Hani sen gelirdin,
Ben yoluna baka kalırdım.
Selvi boyuna bir kez daha,
Bir kez daha vurulup ölesim gelirdi.
Akşamlar inerdi yokluğunda,
Hayatın içinden çıkıp gitmek istiyorum.
Ansızın.
Beni içinden çok kolay silip atan seni,
İçimden çıkaramadığım için hem de.
Çünkü ne yana baksam,
Çaresizlik duruyor karşımda.
Ne de güzel ayrılmışlardı;
Kırmadan, dökmeden
Ve hiçte ses etmeden.
Oysa kırmayı, dökmeyi,
Bağıra-çağıra kavga etmeyi,
Ne de çok seviyorlardı;
Hadi gülüm, düş yanıma,
Saçların beline düşsün.
Kalbim yerinden oynasın,
Düş yanıma hadi gülüm;
Umutlarım var aşka dair,
Hayallerim var yaşanmayı bekleyen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!