Seninle değişti her şey,
Sen gelince anlam kazandı hayat.
Seninle fark ettim baharın çiçeklerini.
Sen öğrettin gökkuşağının yedi rengi olduğunu.
Başımı gökyüzüne kaldırmayı,
Yıldızlara bakmayı,
Göçmen bir kuştun.
Belki de kışı atlatıncaya dek,
Sıcaklığıma sığınmış.
Son cemre düştü,
Bahar da geldi.
Niyetin konukluğuma,
Kuşu bilir misin sen,
Peki ya tüyü?
Bilmiyorsan öğren.
Çünkü ben;
Kuş kadar özgür,
Tüy kadar hafifim.
Damarlarını damarlarımla kestim,
Kanayacaksın
Damar damar.
Arayacaksın
Köşe bucak,
Bulamayacak,
Hep bir bahaneyle başlar aşk.
Bazen bir roman, bazen bir şiir,
Bazen bir resimdir istenilen,
Sokulabilmektir bahane ona.
Dokunabilmeye atılan adım.
Bir tebessüm aramaktır yüzünde sevgilinin,
Her şey senin içindi.
Seni kazanmak için bir şey yapmamıştım,
Kendim olmaktan başka.
Sen buldun, sen gördün, sen sevdin beni.
Sonra da sevdirdin kendini,
Gülüşün, bakışın ve dokunuşunla.
Sen yokken perişanım ben.
Güneşe kızıyorum niye doğuyor diye.
Mehtaba küsüyorum sensiz mehtap mı olurmuş diye.
Sen yokken yanıyorum en kızıl alevlerin içinde;
Cehennem içimde saklanıyor sanki.
Sen yokken sırtlanlar, kaplanlar,
Ölümün elleri vardır,
Çekmek, almak için hayattan.
Ayrılığın elleri vardır,
Ki ölümün kardeşidir kendisi.
Karanlığın elleri vardır ey yar;
Kalleş, sinsice uzanır gece gibi,
Gidemiyorum!
Gidecek yerim var sanıyordum.
Oysa yokmuş gidecek hiç bir yerim.
Ne kadar da sert çekmişim,
Çıktığım bütün kapıları.
Yakışmaz bana biliyorsun,
Bir savaş meydanının ortasındayım,
Olmadığın her yerde.
Mermiler üstüme üstüme yağıyor,
Bombalar patlıyor.
Şarapneller göğsüme saplanacak olup,
Teğet geçiyor yüreğimi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!