Yangınım;
Ya gel söndür yaktığın bu yangını,
Ya da kor ateşlere at kalan yanımı...
Şimdi en az sıcak bir Temmuz kadar uzaksın bana.
Temmuz kadar uzak, Mart kadar tuzaksın bana.
Hatırla, en son Temmuz'da değmişti canım, canına.
Kanında varmış vefasızlık ki Şubat kadar soğuksun bana...
Ne sevdim, ne gördüm, ne de tanıdım seni,
Uzaklardasın sen, çok uzaklarda.
Şimdi uzak bir şehrin,
Uzak bir semtinin,
Orta mahallelerindeki evindesin.
Belki birazdan ellerini çenene dayayıp,
Pencere kenarına oturup,
Yağmur bırakmayan bulutlar gibiydin.
Çatlamış toprak misali beklerken seni,
Sen saklanmayı seçtin.
Bir sözün dünyalara bedelken,
Susmayı tercih ettin.
Gidişin eceldir,
Dün olduğu gibi bugünde mavi gökyüzü.
Yağmurlar yine bulutlar toplanınca yağıyor,
Hâlâ ve yine yeşile kesiyor kırlar.
En sarı sıcakta,
Rüzgârlar esince serinliyor yeryüzü.
Yuvasız değil kuşlar,
Benim partim,
Senin partin yok arkadaş;
Benim ülkem var!
Varsa bir ülken
Ki var, mazisi pek şanlı,
Toprağı, en kanlısından;
Özlemlerin ötesinde özlemek seni,
Rüyaların berisinde beklemek seni,
Yüreğimin kuytusunda saklamak seni,
Acı çekmek, inlemek ve sevgi şiirleri…
Bir gün, seni ya da kendimi,
Ve bir deniz kudurur içimde;
Sen uzaklaşırken benden.
Bir deniz köpük köpük vurur sahile.
Vakit akşama vurmak üzeredir kendini.
Bulutlar yakındır yere,
Yağmurlar düştü düşecektir;
Git başımdan Mualla,
Cehennem ol git başımdan!
Ben dindiremedim, dindiremem de ihtiraslarını,
Yol olamadım, olamamam da heva ve heveslerine,
Git, ama mutlaka git;
Ardahan’a git, Van’a git,
Bazen dağlara vuracaksın kendini;
İçini haykırırcasına toprağına dökecek,
Kayalara türküler söyleyecek,
Bir ağacın dibinde gölgeleneceksin.
Yüksekten uçan kuşlara ıslık çalıp,
Alçaktan uçanlara selam duracaksın;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!