Bir kaçışı olmalı bu sessizliğin içinden
Bir sinek vızırtısı bir korna sesi
Kimbilir
Duyguların devaran olduğu zamanın birinde
Sevgiler vardı diyebilmek sessizliklere haykırarak
Sevgililer
Bir sis bağrımdan taşmış tepelere
Çisil çisil akmakta gözlerim
Bir pencerenin kuytu köşesinde
Bir fincan kahve bir kağıt kalemle
Seni beklemekteyim
Tutunacağı bir dal olmalı hayatta insanın
Umut ya hu
Hudutsuz üflenir nefesler
Dünya fani
Faili meçul geçip giden
Evet adım adım törpülendi kemikler
Etle bir olan toprak toparlanırsa
Ben bu şehrin çiğ tutmuş yüzüyüm
Dallarımdan belli olur yer ile gök yüzüne saldığım nam
Yarık duvar diplerinde sızmış bir el
Ellerimde kokulu çiçeklendir tuttuğum
Geç değil öksüz gözlerinden taşınmak
Yüreğinin kılcal damarlarına bir ömür
Sen en büyük duyguları bir şairin defterinden koparıp koyuyorsun önüme
Ben gözlerimle yetişemiyorum bu uçsuz bucaksız denize
Sere serpe yürüyor yüreğim seninle
Bir bakmışın yerde bir bakmışın göklerde
Sen sessizliği dinliyorsun içinde senden olanı
Ben bir çay bardağını yudumlarken üşüyorum
Hep bir satır ötesindeydi kalem
Gerisini düşünmedik hiç
Karalanan geçiştirilen zaman iken
Hiç kimse bilmedi değerimizi
Bir şehir arzulardım
Kelebeklerin kanat gerdiği
Rüzgarlara
Kısacık bu ömrümde
Adım adım her sokağını dolandığım
Bir şehir arzulardım
Bir kalemimle uyuşmuş ellerim
Gözlerim baharın yağmurlarıyla
Bir kağıtla buruşmuşsa yüzüm
Ayaklarım uçsuz bucaksız sokaklarıyla
Bir koku ne kadar sızlatır çektikçe
Yüreğime konan kırlangıçları
Saksıda yetişti demirden namlılar
Işıktan sonra vuruldu bedenlere kör kurşun
Televizyon haberinde adın
Kızıllık göz kapaklarımda
Alev saçan gülleleri bırakır
Yeryüzüne
Bir şeyler eksik.
Biliyorum.
Duvarda rafım, içinde kitaplar
Biraz zaman da zaman
Kendimi daha iyi tanımaya




-
Yaşar Tandoğan Karabulat
Tüm YorumlarBaşarılar, sevgili kardeşim.