Bir şehir arzulardım
Kelebeklerin kanat gerdiği
Rüzgarlara
Kısacık bu ömrümde
Adım adım her sokağını dolandığım
Bir şehir arzulardım
Bir kalemimle uyuşmuş ellerim
Gözlerim baharın yağmurlarıyla
Bir kağıtla buruşmuşsa yüzüm
Ayaklarım uçsuz bucaksız sokaklarıyla
Bir koku ne kadar sızlatır çektikçe
Yüreğime konan kırlangıçları
Saksıda yetişti demirden namlılar
Işıktan sonra vuruldu bedenlere kör kurşun
Televizyon haberinde adın
Kızıllık göz kapaklarımda
Alev saçan gülleleri bırakır
Yeryüzüne
Bir şeyler eksik.
Biliyorum.
Duvarda rafım, içinde kitaplar
Biraz zaman da zaman
Kendimi daha iyi tanımaya
Biraz yorgunum sadece
Gökyüzü desen kapalı
Sözcükler de tatsız
İçimizde üşüyen bir geçmiş
Bir deniz kenarı yetecek belki de
Sıcak bir kahve
Yağmur yağsa
Sokağın en delisi ben olurum
Yavaş yavaş yorulurum çamurlu yollarda
Yere dökülen sesinde kaybolurum
Yağmur tanelerinin
Ağaçlar rahmetine açar avuçlarını
Ilık bir yağmurla çiselendi sessizlik
Daralan kaldırımlarla daraldı adımlar
Düzlüklerde telaşlandı yüreğimiz
Bir yerleri arıyordu insanlık
Sesin berrak yüreğin sakin
Yağmurun düşündürmediği
Biz yazmaya başlarken geçmişe sürüldük
Geleceği görmedi gözlerimiz
Gözlerimiz ufka dayandığı bir vakit
Islanırdı yeryüzü
Bizi anlayan çiçekler filizlenirdi
Toprakta yetişen ne varsa
Bu çalımlar
Kısrak gölgerin altında bitmemiş bir yaprak
Daha da derininde kılcal damarlar gurbet gibi
Başarılar, sevgili kardeşim.