Cıngırtılar ruhumda işlek bir cadde
Yudum yudum geçiyorlar genzimden
Sıcak bir halde
Parmaklarımda sızısını işletiyor
Yüreğimde ukteli bir cızırtı
Kalemin temiz köşelerinde
Cehaletin surdan zırhtan ördüyse duvarları
Kalbe dokun dualarla zikirlerle pak olur
Gaflet tahtında uyursa yürekleri
Vicdan kepaze göz şaşkın dil lal olur
Ey yüküyle yüksüz görülen can
Damarlarında kızıl kanla dolanan
Gölgem çekilir
Gölgeleri çekilir dünyanın
Biz güneşle bağlı kaldıkça sıcaklığa
İnsan denen mahlukat insanlığından çekinir
Kafamızdaki urum kalbimizdeki kir
Arşa ulaştığı vakit
Törpülendiyse yıllar yılı biriken hasret
Gövdende biriken bu affa münhasır gaflet
Çekiştirip ayakların toprağa bastı farz et
Hangi selada okunur umudun söyle
İlgisiz bırakılan yavru kuşlar
Büyüdüğünde
Penguenlere benzer çocuk
Yetmemiş kanatlarını çırpar aşka dokunmak için
Yetinmemişken şevkate kalpleri
Merhametsizlere vurulur
Bir başıma geldim
Bu kuytuda sızlanışların
Sağ vermeyen sır dökmeyen ülkesinden
Güvercinlerin yorulmadan süzüldüğü
Gökyüzünün maviye karışan kanatlarını sevdim
Her rengin içinde ayrı bir alem sezdim
Bütün ölülerimi sende gizledim
Bir sır gibiydi kalbimden gidenler
Biryerlerde kalsan bensiz
Bırakıp gitsem
Kalbimi tırmalar kurtlar çakallar
Kayıp gözlerim rüyalarda sonu gelmeyen
Ne zaman iki satır arasında karalansam
Kömür tozlarında bir yığın oluyorum
Bulaşmadan dalların beyaz mahsenine
Kalıp silgilerle siliniyor ruhum
Atık bir cürüm gibi rüzgarla kayboluyorum
Dağlar urumdan kumdan bitme yığın
Bir balyoz kesiği yağmurla rüzgar
Asırlardır içimde esir kalmış bir can
Kursağımda besin kursağımda çakıl
Damarlarıma sinmiş bir nesil
Yaşıyor farkında olmadan
Vakti geldi gözlerimin dar sokaklarda daralmaya
Bir mum ışığını andırır artık lambalar
Gece bir çarşaf gibi çekilmişken üzerimize
Sarmaş dolaş ayaklarım süpürür izini
Ne bir tozun zembereği ne de lambadaki koku
Seni aratmıyor değil bu zifiri sokaklarda
Başarılar, sevgili kardeşim.