Sazın çaldım, şen ola.
Sözün saldım, hoş ola.
Mızrap tuttum, var ola.
Gönül koydum, yok ola, hey!
Yazın derdim, güz ola.
Ölüm, tek başına çıkılan bir yolculuktur
Gidenden yok bir haber, kalansa tam bihaber
Ölüm korkunç bir çığlıktır, yoluysa sarp yokuş
Yüzden göze ve gözden yüze çehrede soluş
Candan cesede kalpte son çırpınış, son dövüş
Köprü altında ben köpekle yatan
Yalnızız ve uyuyoruz soğukta
Ayak sesleridir kalabalıktan
Beynimizde zonkluyor kara kışta
Katilidir köpeğin ve de benim
Tanrı görünmezdir, sessizdir; belki hissedilir.
O, aklı yalnız beşere bahşetmiştir.
En büyük eseri insana kâinat ve tabiatın diliyle konuşur.
Konuşan vahiy veya ilham edilen insandır; Tanrı değildir.
Peygamber denilen ender ve önder adama dedirtir.
Ya İlahi, yok mu tecelli?
Sana varmışım, sende var olmuşum.
Ya İlahi, var mı teselli?
Sana kalmışım, sende yok olmuşum.
Toprak ana bağrına basar bizi
Evladü iyalimiz yaşar bizi
Evet vefasızlık kalpte bir sızı
Ne gam Rahman Rahim sararsa bizi
Buram buram ter kokan toprak
Köylümün teriyle ıslandın
Kurusan kalsan daim çorak
Yeter, şehit kanıyla sulandın
Koynunda yatan aslanımın
Üç masaya beş adam
Karşılıklı oturur
Bir noksan var yalnız dam
Karşı çehre sırıtır
Üç masaya beş adam
Seher vakti Hak’tan gelir unutma
Bütün benliğinle dinle uyutma
Yaradanla mâsivayı bir tutma
Acı lokma ye, sakın ha kül yutma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!