Kendimi bildim zayıf bir eşektim
Derdimi bildim kayıp bir kuşaktım
Anam eşekti babam dahi kelek
Tabii ben de eşekoğlueşek
Rabbena! Hep bana, aşı da bana!
Sıra neymiş? Varsa, başı da bana.
Tuzum kuru. Olsun, yaşı da bana.
Kuzum! Midem geniş, taşı da bana.
Rabbena! Hep bana, aşı da bana!
Yarı hortlak yarı yaratık olup avare dolaşmış
İş işten geçip başımı belaya sarmışım
Evimde yalnız durup dünyaya dalaşmış
Balamdan ayrı gayrı kalıp belama dalmışım
İsterem ahde vefa
İsterem dostta vefa
İsterem dertte şifa
İsterem sayda cefa
İsterem meşkte sefa
“Sokağa çıkmak yasak, oturun!” hitabıyla,
Bir bahar sabahında, heyhat gül bile soldu.
Karantina günlerinde, hayat var yok oldu.
Bir bahar sabahında, heyhat gül bile soldu.
Pencereden baktım, yollar, kaldırımlar bomboş.
Biri kardan adam, öbürü etten kemikten
Birini güneş, öbürünü gün eritir
Birisi denize, diğeri toprağa karışır
Lozan'ı, Montrö'yü yaptı, kazandırdı Hatay'ı
Değil inkâr, yürek üstünde tutmalı Ata'yı
Günahtır vatana ihanet, kaldırmaz hatayı
Birlik isek ne gam! İncitme yazıktır atayı
Medeniyet kalmaz Batı'nın tekelinde...
Ama bugün için şüphesiz tek elinde...
Acep görülmüş müdür,
Böyle çalan bir müdür?
Dalı dövülmüş müdür,
Öyle kaçan bir müdür?
Acep sövülmüş müdür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!