Hüzün çıkartmasıdır bu
Kalbimin kıyılarına
İsyanın buğulu sesidir
Burası hayatın kıyısıdır
Gürüldeyen bir su sesidir şairin yüreğinde
İlki hiç yaşanmayan sonlardayım
Yine bu gece
Ayın güneşi kıskandıran kızıllığını
Taşırken geceme gökyüzü
Acısız ve sevinçsiz
Yani yaşamanın
Yine aynı gün
Yine aynı yol
Ve o ölüm
Ancak kapkara bir kalemin
En kötü yazısıyla anlatılabilen
Sürgün babaların çocukları
Resimlerde büyürler
Hiçbir fotoğrafa sığmaz
Renkleri ayrılığın
Ve hiçbir şeye benzemez
Yurduna ve sevdiklerine hasret kalmanın sancısı
Ömrüm;
Genç bir kızın simsiyah saçlarından
Alnına süzülen bir su damlası,
Akıp geçiyor gözlerimden, yüreğimden...
Ayın ondördünün beyaza boyadığı
“Sen gelmezsen bahar gelmez” dedi kız sevdalısına.
“Bekleme beni belki gelemem ilkbahara” dedi oğlan.
“Umut” dedi kız.
“Hala çarpmakta olan bir kalptir umut”
“Umut” dedi oğlan
“Belki gelirim ilkbahara”
Üç telden başladık anlatmaya
Köylerinden şehirlerinden
Ter ve kan akıtılmış her karış toprağından
Eksik yaşanmışlığından
Horlanmışlığından
Çıplak ayaktan
Öyle bir gün gelir ki
O uğruna ölünecek sevda
Sevileni de aşar
Öyle bir gün gelir ki
En önemli olan ne varsa önemsiz
Sen kendi ruhunun resmini çizebiliyor musun?
Aynalarda görünmeyişinin
Otuz iki dişinle gülemeyişinin
Sen kendi ruhunun resmini çizebiliyor musun?
Koskoca evrenin
Yine kül rengi bir yalnızlık kalır bize temmuzdan
Toprak unutur suyun rengini
Unutur o sevdalılar
Yürekteki depremi
Alevler sarar her yanı bir anda
O kül yığınından geriye
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle