Yâr!
Kitaplar dolusu yazdığım sensin
Bütün ezberlerim bozduğum sensin
İçimden mısralar dizdiğim sensin
Şu billur köşk kimindir, hangi aşkın türbesi?
Dervişân bir bakışla yüreğim pâyelenir
Ayın on dördü müdür? Şiirin melikesi
Çevirince gözümü yüreğim parelenir
İçimde biriken kelimelerimin kapısını çaldım
Buyur ettiler, karşımda durur cümlesi
Yüreğimin pır pır ederken sesi
Edep süsüyle bezenmiş divanlarına
Hediyeler sunmak üzre zaman yolculuğumdan
Nasılda yandı, içimde tutuşan kelimeler
İzlerime gurbetini düşüren gözlerinle
Hecelerim yeryüzüne aşkımızı besteler
Hem anan dır, hem atan dır vatanın
Mertliğin kalesi yerde yatanın
Git evladım, yangında yürüyoruz
İflah olmaz vatanını satanın
Toprağın ki; kahramanlar bitirir
Çığlığım tutuşurken
Yağmur dolar gözlerim
Sular koşuştururken
Taşkınlığım gizlerim
İliklerime işler
Mısralardan sızan acı, haykırış
Şiirler yas tutar, dert, karış karış
Seherden yükselen öksüz yakarış
Zaman cana küser, vakit tükenir
Bir kaygı dalgası sahile vurur
Ata yurttan anayurda yol sensin
Gökte Güneş, Ay'ı tutan kol sensin
Yeryüzünde namın yürür, bol sensin
Medeniyet tasavvurum, ol sensin
Türkistan, Türkistan, cânım Türkistan!
Koca çınarım benim! Damarın ki pek derin,
Dinin, tarihin ulu, yeşertiyor köklerin,
Bayrağının görkemi taçlandırır göklerin,
Yüzyıl mı? Yetmez sana. Nicesine Türkiye’m!
Benziyorsun dağların yücesine Türkiye’m!
Devletimiz payidâr, milletimiz bahtiyâr olsun
Yükselen bayrağımız âlemlere nişân olsun
Mazlumlara vatan, dosta özlenen diyar olsun
Cümle düşmanlarımız kahr u perişan olsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!