Suskunluğundan
Mevsimler sancılı, böyle susarsan
Sessizlik yangını, anlatır gözler
Çileyi şairler fikrinde gizler
Bütün mevsimlerden alır ilhamı
Kurşuni bir yalnızlık halay çeker içimde
Pençelerin geçirir kalbinden gözlerime
Ey ıstırap kemendim, kuruldun sözlerime
Haşince bakışında sarsılıyor surlarım
Feryat ve çığırışın kabartıyor sularım
Halay çeker içimde kurşuni bir yalnızlık
İnsan dolu, insanoğlu her yerde
Kitaplısı, kitapsızı, putperest
Karun ve Firavun, Nemrut’u nerde?
Ecel kollarında olmuşlar derdest
Hepimiz Âdem’in çocuklarıyız
Sevgi
En güzel taçtır
Sevgiliye giydirilen
Sevda
Kutsal bir amaç
Rahmani bir mektepten okunarak
Simsiyah resimlerle karalanan evinin
Saklı duran baharı boy verecek ansızın
Kuşatılmış rüyası necât bulur, sevinin
Tûvâli dünya olur, sığmaz oğul ve kızın.
(myg)
Ağla sessizce, tenhalarına sarılarak,
Serencâmın hâl için, yâr kapısın aşındır.
Bu yol ki yürünmez, yüreğine darılarak,
Topla göçe kuşların! Bu gelen son kışındır.
Sisler yollarımı aşkın, bilirim!
Ağır yük değildir sırtıma binen
Sisler dağılmadan gelsen ölürüm!
Yaralı ceylan dır dağımdan inen.
Çatık kaşlar değince çare olmaz durağım
Ne masallar dinledim, yıllar yılı kurağım
Mahsullerim biçemem, kör edildi orağım
Gözlerime fer olan, siyah incin nerede?
Siyah incim
Sen gelende aklıma
Zaman akar, koşarım peşinden
Şiirimle beraber, denizlerine doğru
Şiir gibi bir adam vardı
Mısralarında saklardı sevdiklerini
Ömrü tükenirken boş sokaklarında
Beklediği kaldırımlardı derdini seslendiren
Şiir gibi bir adam vardı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!