Ne yolcusun, ne de hancı,
Ustalaştın sen yalancı.
Belli ki çekmeden sancı,
Ustalaştın sen yalancı…
Yere bakıp yürek yakan,
Cahil ile dost olunmaz,
Sözün bilmez üzer seni…
Onun kitabı okunmaz,
İlim bilmez üzer seni…
Karşında varsa saygısız,
Ne deyim Üstadım ne deyim size,
Doğrudan şaşmadı Üstad Karakoç.
Vur Emri’yle şi’ri sevdirdin bize,
Kabından taşmadı Üstad Karakoç…
Sola yamanmadı, halen sağlıydı,
Sayın Arif Şirin’e, her zaman saygı duyduk!
Şimdi neler diyorsak, o zaman da buyduk!
Heyecanlı yürekti, o günlerde tekti tek,
Saydık adam yerine, adını Ozan koyduk! ..
Seni her zaman sevdik, uzak yakın demedik,
Kimlik bunalımı yaşayan gafil,
Beyinsiz olanın, ilkesi olmaz!
Kendini milletten boşayan sefil,
İlkesiz olanın, Ülküsü olmaz!
Ülküsüz olanın, Ülkesi olmaz!
Kalemler nefsine boyun eğerse,
Bilmeden her şeyi bilesi gelir!
Kaleminin ucu nefse değerse,
Bildiği ne varsa silesi gelir!
Kalem kurtulmazsa nefsin elinde,
Sultanların sultanı
Geldi Ramazan Ayı.
Gece gündüz durmadan,
Zikrederiz Mevla’yı…
Hak içinse dilekler,
Özünde kendini bilen bir insan,
Kendini bilmezden yorum beklemez!
Varlığı özünde gören bir insan,
Haddini bilmezden yorum beklemez!
Geçmişte yaşanan olsa da acı
Esirgeyen, bağışlayan ey Rahman ve Rahim
Ey Ulu Allah’ım, nolur Ey Yüce Rabbim!
Senin adınla yanıp, atmıyorsa bu kalbim
Dönüp sana sormuyorsa, nolur yükleme bize!
Senden gelen şer olsa da çok şükür Rabbimize!
Melül, masum bakan surat,
Hem öldürür, hem güldürür.
Deh demeden koşan kırat,
Yüz güldürür, yüz güldürür.
Gönülden sunulan hürmet,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!