Her zaman aynı kalıp, hep aynı tarzda,
Ne olacak? Kuralı bozsam diyorum…
Tıpkı bir seyyah gibi gezip birazda,
Her kayadan bir kesek tozsam diyorum…
Konuşmak kimin haddi kelli, felliyse,
Yıl iki bin üç tü, Avrupalıydık
Hala giremedik söyle yalan mı?
Kaç pakete imza attık olmadı
Yardım göremedik söyle yalan mı? Ozan Hepgüler
Yıl iki bin üç’te öyle demiştik,
Tarihe bir bakın karar vermeden.
Ermeni gerçeği nedir bilmeden,
Hocalı’da yapılanı görmeden,
Zor anlarsın kör olursan zor beni,
Çoluk çocuk dinlemiyor Ermeni!
İnsana iftira günahtır beyim,
İtlere it demek mubahtır beyim,
Kalemim en güzel silahtır beyim,
….Kapılmışlar Ermeni’nin suyuna!
….Soyu bozuk olan çeker soyuna! ..
Devletimin başında, korkak biri var ise,
İnindeki yılanla, git de görüş der ise,
Her atılan zokayı, sazan gibi yer ise,
Hainden özür diler, bana derse mecburum! ..
Soyu benden olamaz, işte böyle son durum...
Bana bakın bana, sayın efendi,
Havalar atmanın sırası değil!
Gırtlağa dayandı, sabır tükendi,
Mazluma çatmanın sırası değil!
İyi düşün önce gittiğin yolu,
Kul ne kadar güçlü sansa kendini,
Sineği havada görünce şaşar!
İlimle yoğrulup yense fendini,
Bakarsın onu da karınca aşar!
Kozaya girince böceğin yolu,
Sitemin kimedir ey insanoğlu?
İnsan kardeşine dargın gezer mi?
Hangisi yanlıştır, kimin ki doğru?
Bilen, kardeşine dargın gezer mi?
İstersen geçmişe bakınız önce,
Laf atıp boş yere kızdırma beni
Taşı gediğine koyarım sonra
Saçma sapan sözle bezdirme beni
Doğduğuna pişman ederim sonra
Her lafa her söze girme sen öyle
Sevgi, ne güne sığar, ne de haftaya, aya,
Sevgi için bir ömür, yıllar elbette yetmez!
Sevgi, kalplerde doğar, gider fezaya, aya,
Sevgi için bir ömür, yollar elbette yetmez!
Sevgi, bedelsiz sevmek, belki sırra ermektir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!