Kalemler nefsine boyun eğerse,
Bilmeden her şeyi bilesi gelir!
Kaleminin ucu nefse değerse,
Bildiği ne varsa silesi gelir!
Kalem kurtulmazsa nefsin elinde,
Sayın Arif Şirin’e, her zaman saygı duyduk!
Şimdi neler diyorsak, o zaman da buyduk!
Heyecanlı yürekti, o günlerde tekti tek,
Saydık adam yerine, adını Ozan koyduk! ..
Seni her zaman sevdik, uzak yakın demedik,
Kimlik bunalımı yaşayan gafil,
Beyinsiz olanın, ilkesi olmaz!
Kendini milletten boşayan sefil,
İlkesiz olanın, Ülküsü olmaz!
Ülküsüz olanın, Ülkesi olmaz!
Ne deyim Üstadım ne deyim size,
Doğrudan şaşmadı Üstad Karakoç.
Vur Emri’yle şi’ri sevdirdin bize,
Kabından taşmadı Üstad Karakoç…
Sola yamanmadı, halen sağlıydı,
İşveren belirliyor programı, görevi,
Layığıyla yaparsın her aldığın ödevi!
Masum diye gösterme kan içici o devi,
Kan içmeye doyar mı? Kanar mı hiç imansız?
Onun işi sömürmek! Vazgeçmesi imkânsız!
Allah’ım vermişse kula derdini,
Dermanda O’ndadır verir inşaallah.
Tefekkür edipte bilse kadrini,
Derman isteyeni görür inşaallah.
Kalbimiz seninle geçmişler olsun,
Zamanın padişahı tebdili kıyafet yapmış,
Baş veziri alarak, halkı teftişe çıkmış…
Derenin kenarında bir yaşlıyı görmüşler,
Elinde derilerle ne yapıyor demişler…
Şehidimden özür dileyen gardaş,
Şehidin yanı boş, halen dolmadı!
Kinini, hıncını bileyen gardaş,
Vaki değil, vaki! Talan olmadı...
Bozkurdun yurdunda kalan olmadı!
Ne yolcusun, ne de hancı,
Ustalaştın sen yalancı.
Belli ki çekmeden sancı,
Ustalaştın sen yalancı…
Yere bakıp yürek yakan,
Cahil ile dost olunmaz,
Sözün bilmez üzer seni…
Onun kitabı okunmaz,
İlim bilmez üzer seni…
Karşında varsa saygısız,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!