Bir gün kokmuşluğu yazayım dersen
Halka çoban olup güdeni de yaz.
Fırsat bulup yurdu gezeyim dersen
Gezip meydan meydan öteni de yaz
Gurbet başımızdan ayrılmasa da
Her kimi gördümse ben seni sordum
Zülüfte gizlendi telde dediler
Hesap kitap ettim aklımı yordum
Gönül düşlediği yolda dediler
Gecede gündüzde nesnede vardı
Bülbül güle bağlı arı çiçeğe
N'eylesin dalları gözü kara yâr?
Duygu içe dönük gözler gerçeğe
N'eylesin halleri gözü kara yâr?
Sevmek bir fiildir sevilmek arzu
TÜRKÜLER (2)
Keklik kınalanır turna allanır
Kalkar katar katar göçer türküler
Dudak şekerlenir yanak ballanır
Gönül bohçasını açar türküler
Dünya senin olsa mezara girmez
Lütf ü kerem ile ihsana sığın
Nurdan yaratmasa nura çevirmez
“Dönüş bana” diyen lisana sığın
Akıbet yanmaksa âşık n'eylesin
Doğum yalan, ölüm gerçek anladım
Akıbet adresin sormaya geldim
Kabir neden çeker hep adım adım
Mühlet bir ömürlük durmaya geldim
Belî makamında eyledik ahtı
Dert söyletir Aşk ağlatır demişler
Hem söylerim hem ağlarım de hele.
Sargı tutmaz gönül yarası işler
Kerem eyle ben bağlarım de hele.
Çileyi cefayı eyledim yoldaş
Uzadıkça uzuyor korkuların kervanı
Sabah akşam geçilen yollardan korkuyoruz
Nonoşlara terk oldu Köroğlu’nun devranı
Hayat farklı işkence rollerden korkuyoruz
Birçok yerden su aldı gemi yana yatmakta
Abdurrahim Karakoç'a itaf
Sap samana karıştı yaba dirgen çıldırdı
Harmanda gözümüze bakandan korkuyoruz
Kalkancı kalkanına kafa hapı doldurdu
Şöhretin üst katına çıkandan korkuyoruz
Şu gönlüme ne eylesem kâr etmez
Kutn-u kumaş ile sırmada gözü
Sanırsın Zaloğlu daim güç yetmez
Hileli hurdalı vurmada gözü
Haysiyettir en mukaddes nişanım
Teşekkürler
Gönüle has gönülden sözler begeniyle okudum üstad tebrikler gönül dolusu selamlar
Gönüle has gönülden sözler begeniyle okudum üstad tebrikler gönül dolusu selamlar