Mehmet Gözükara Şiirleri - Şair Mehmet G ...

Mehmet Gözükara

Kahramanmaraş’ta ikamet etmekte olan, Türk şiirinin beyaz kartalı, hemşerimiz Bahattin Karakoç, 25 Ağustos’ta yaptığımız piknik sonrası, bizlerle vedalaşırken “Çocuklar, buraya bir daha geleceğim! ..” demişti. Biz de bu sözünü bir müjde olarak algılamış ve o günü, kulağımız seste, iple çeker ol-muştuk.
25 Ekim’de (Perşembe) başlayan Kurban bayramında, bayramlaşmak üzere telefon açmıştık. Hal hatırdan sonra, Bahattin ağabey, Haşim Kalender’in Hurman çayının üstünde bulunan, oda büyüklüğünde ve yerden iki metre yüksekliğindeki oturma yeri-ni/haymasını kast ederek, “Bu pazartesi geliyorum o leylek yuvasına… Kış bastırmadan, o havayı bir daha ciğerlerime çekmem lazım…” dediler. Beklediğimiz muştuyu almıştık; ama bu arada, hava nasıl olacak, ya soğuk olur da misafirimizi üşütürsek diye de kaygılanmadık desek yalan olur.
***
Sekizi yirmi geçe Maraş’tan çıktıklarını Yasin Mortaş’la yaptığımız telefon görüşmesinden öğren-dik. Çalıştığımız gece vardiyasından Haşim Kalender’le birlikte çıkmıştık. Yaptığımız istişare sonucu, ben doğruca, Tanır’da Marabuz istikametine beş km daha giderek varılan sakaya giderken, Haşim de, Afşin üstünden dolanarak piknik için gerekli malze-meyi alacak; sonra misafirlerin gelmelerini bekleye-cektik.
Öyle de oldu. Ben erken vardığım sakada ön hazırlıkları yaparken Haşim, iki oğlu Hacı ile Ömer de beraberinde olduğu halde geldi. Ora-bura derken, kulağımıza çalınan sesler misafirlerin geldiklerini işaret ediyordu. Haşim aceleyle kalktı ve “Bahattin abiyi, bir Hurman gezisi yaptırıp öyle getireyim” diyerek yanımızdan ayrıldı. Haşim’in, henüz gelmiş konukları, çevreyi dolaştırmak amacıyla bizden uzaklaştırdığı, arabanın giderek zayıflayan sesinden anlaşılıyordu.
Misafirlerden, bulunduğum yere gelen Tanırlı Bünyamin Bozkurt, kahvaltı yapmadan yola çıktıklarından, hazırlayacağım kahvaltıya yardım etmek için geride kaldığını söyleyerek işe koyuldu; bir taraftan da hoş-beş ediyorduk.

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Dört mevsim kar olur ulu başınız
Seven her zorluğu aşar mı dağlar
Nasıl geçer baharınız kışınız
Her dertli derdini deşer mi dağlar

Dede Korkut Oğuz boyu soyladı

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Mızrapla başlarken sazda hareket
Dağda ferman kokar türkülerimiz
Destede raks eder rahmet bereket
Hasat harman kokar türkülerimiz

Esvaplar bavulda basılı kalır

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Tutuşan gönül evim teslim oldu aleve
Suzanın marifeti pervaneden kül kaldı
Bin bir emek vererek büyüttüm seve seve
Bülbülü avcı vurdu boynu bükük gül kaldı

Emekler sele gitti gözlere bulut indi

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Sevip sevilirsen suçlu değilsin
Kıymetin bilmeyen kul mahcup olsun
Beli kamburlaşsın boynu bükülsün
Bülbülü ağlatan gül mahcup olsun

Yola baktım nice yolcu yürüyor

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Tahlil-i hal
-Âdem Konan'a ithaf-
Aşk deyince iç geçirip âh eden
Hayali yıkmıştır kurmadan önce
Erken çöker yükü fazla her beden
Tecrübeyle sabit yormadan önce

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

-Oğlum Hakan’a ithaf-
A anahtar B bakınca bilirdi
C candandı Ç de çulsuz, Hakan’ım.
D dağılmış börek gibi gelirdi
E ezelden esir, elsiz, Hakan’ım.

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Seher yeli ile gelse kokusu
Gönül hanesini yakmış sayılır
Selam salsa, kalmaz hasret korkusu
Süzüp gözlerini bakmış sayılır

Sabır çatlar ortasından bölünür

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Gönül köşküm yağmaladı nazlı yâr
Yakılmış yıkılmış örene döndüm
Gezdim gözlerimde yaş diyâr diyâr
Yürek pare pare görene döndüm.

Beklerim dağların sisi kalkacak

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Arzular görürsün düşte
Ballanır uykun ballanır
Bırakma kendini düş de
Dillenir uykun dillenir

El değdi etek değmedi

Devamını Oku