Hêvîdarîya min tuneye;
Şaxaekî min jî,
Tehlaîya kendavik de,
Ji xeyrî gelan tu kesî jî min re nema.
Bi bizmarî,
Ez û tu
Şev û tarî
Te re heşir e min re kovan e
Min re şîn e te re şîvan e
Bê te cîhan min re zindan e
Dilê min de êş û jan e
Beni ağlatıp, güldürmeyen dünya
Bendeki olan şu yara derindir
Ey tabip! Yaram dikiş tutmuyoru
Ellerim üşüyoru, gün mü serindir
Tabip ne olur el vurma yarama
Özgürlük kavgasında
Toprağında ağıtlar yakılan
Havasında barut kokan
Her anını hüzün dolu
Ama yiğit Kürt halkı direnen
Cizre
Gökyüzünde asılı
Yıldızlar
Şavkınızı
Yansıtın
Huzme dolsun dünyaya
Dolunaysız kalmış geceler
Artık uyumanın zamanı değil, haydi uyan Tatvan'lım
Şafak yırttı seni üzen karanlığı
Artık öyle uzaklara bakma
Bak, güneş düşmüş ellerine
Hele kalk
Saçlarını bir güzelce tara
Dağ dibinde gül, menekşe kokuyor
Mor koyun kınalı kuzu otluyor
Bahar geldi her yer zümrüt yeşili
Çoban kavalından ses dökülüyor
Bülbül gülde sekerek dolaşıyor
Hay kubbesi yıkılası, temeli ters dönesi
Kapısından yobazların girdiği
Köpek azmanlı
Kan kokan sırçadan saray
Aç bir canavarı anımsatan görüntüsüyle
Kocaman ağzını açmış, yaşamı yutuyor
Îro dîsa şêlîye û roj tarîye
Wey dinyayê wey dinyayê
Agir barî ser gundane, ser Kurdan’e
Wey dinyaê ev çi rewşe ev çi hale
Bêbext hatin bi komdarî, hewareya me Kurdan e
Êriş anîn ser malane wey dinyaê me hêtûne, me şewate
Mermilerle taranmış
Bombalarla yıkılmış
Acılara gizlenen
Şafakları çoktan unutan
Kırılan kirişlerden toz, duman evler var
hakikaten duygu dolu ders verici nitelikte bir şiir, kutlarım.