Aldanma!
Şafağın ince ezgilerine aldanma,
Seni mayıştırmak için orada.
Sinsi sinsi havayı soluyan güneşe aldanma,
Seni yakmak için başucunda.
Ağlama Anam
Kendimi asarsam
Bari sen ağlama arkamdan.
Giden gider aman…
Gözlerin dert görmesin.
Ellerinden duaların eksilmesin.
Gitme! Bırakıp gitme,
Açma yelkenini belirsiz ufuklara
Rüzgârı dinle yelkenini çevir rıhtıma
Ve bekleyen gözleri, geri çevirme yalnızlığa
İki mum iki kadeh bir gönül
Dediler ki sevgilim.
Gözden uzak olan gönülden ırak olur diye…
Biliyor musun?
Çürüdü bu söz yaban ellerde…
Karardı bir gece gibi sinelerde…
Acılarla doldu sol köşemde…
"Masmavi denizlerde yaşıyorum ve efendisiyim" demiştin
Aşka;
Hani ateş yanına yaklaşamayacak kadar korkaktı
Hani hatıraları kül edemezdi
Hani dalgalar limanları dövemezdi
Hani, fırtına esip gürleyemezdi
Uzun zemheri ayazın gölgesinde yatan, bir aşk…
Soluyor yavaşça ellerin aynasından karanlığa…
Meçhul zamanın beyhude mazisine gebe…
Sararan renklerdi gözlere düşen perdeler…
Deniz, şahlanmış sarp limanların başına...
Yaradanım; dünya yeşilmiş eskiden, rengârenk…
Sarı sarı çiçeklerden, cıvıl cıvıl kuşlara…
Hani neredeler? Ben geldim diye mi kayboldular…
Şimdi bir tarafı soğuk, bir tarafı aşırı sıcak…
Kuraklı yaşıyor bazı bölgeler, açlar, ölüyorlar…
Nerede merhametin? Nerede varlığın? Kitaplarda mı?
Yatağın sol tarafındaki
Uyuyan tebessüme bakıyor gözlerim.
Saat gece yarsını geçiyor,
Yerinden fırlayacak gibi yüreğim.
Yılların merhametsizliğinden sonra
Yaz yüreğim
Dök kanlı kağıdına mürekkebini…
Haykır dizelere
Çaresizliğini, yalnızlığını, sitemini…
Yaz yüreğim…
Âh
Yüreğine düşen sevdan olsam
Gözlerinde yaş kalmayacak kadar ağlatsam
Yüreğini sevda ateşiyle yaksam
Âh
Yalnızlığa Yol Alan Serüven
Anıları zehrin gölgesinde bırakarak.
Düşüncelerimin esaretiyle yalnız başıma
Kaybettiklerim oldu yalnızlığımda.
Titrek sokak lambalarının gözyaşıydım.
Dudaklarımın arasında kar taneleri.
Başucunda sabahladım beyaz örtü ile.
Gözlerimde ma ...