Başvekil’i Millet’e bağlayan
Köşedeki kafe.Şehremeni’de;
Eskinin, Nişantaşı!
Bir iki çay. Az şekerli kahve.
Kalabalık Cadde Maskeli balo!
Mikrop derdinden;
Bayramlık
İlk anda hatırıma gelmedi neden bilemedim birden
Hangi -miş` li geçmiş zamandan- bir bayramdı ki o özlenen
Bir çocuğun aklından daha fazla ruhunun tümüne işleyen
Unutulmuş o ruhtan eser yok şimdi, eskide kalmışsa bilmem
Bu bir Bayram sabahı mı? Sokaklar bom boş!
İki adam yan yana yürüyorlar ağır adımlarla
Birisi çok yaşlı, iki büklüm zor bela ayakta
Diğeri genç deli dolu, elleri kolları gibi aklı da
Bir kolunda yaşlı adam diğerinde tabure: Tahta!
Gözlerimle takip ediyorum merakım tavanda
Bazen sararıp durur hayat
Bayatlamış ekmek ağzında
Küf kokusu burnunu yakar
Süt kokması gerekirdi oysa.
Gökkuşağının öncü renkleri,
Kızaran yüzünde bir anda
Bazen birisi sana öyle bir bakar ki arkandan
Kocaman kara gözlerini açmış yalvarırcasına
Mıhlanıp kalırsın; sırtını yaslayıp koltuğa
Sonra öyle bir dayar ki başını senin omzuna
İçinden bir ses “Neyine senin bas git!”dese de sana
Eğer içinde birazcık, adına “vicdan!” denenden varsa
Başka toprakların adamları ve kadınları bugün artık başka başka hayatlarda
Kim asıl kim olduğunu hatırlamasa, farketmese ya da bile isteye kasten unutsa da
Öldüğü sanılan şeyler hala yaşıyor, asırların ve uzak mesafelerin de inadına…
Bedenleri sadece aracı, asıl mevzu ruh; kopup gidilen en hızlı ortamlarda
Vücutlar oldukça kıvrak kafalar tam da olması gereken anın kıvamında
Ruhun ateşi, bedeni yakıp çeşit duyguların kokusu etrafı tam sardığında
Ve beklenen gemi ulaşınca limana heyecan artar ve taşar;
Ya ilk yolcu inince umutlar bağlanır mutlu sonla
Ya da boşaldıkça vapur, azalır ve mutsuz biter inen son yolcuyla..
Hayatta bunlar hep var. Beklemek elbet güzel bir şey de
Asıl mesele; Bilinmezi bu kadar hazır beklemek niyeyse!
Ben eşek olsam!
Ben inatçı eşşeğim
Ne demek Estağfurullah
Hayır öyleyim kibarlık etmeyin
Kendimle yüzleşmeli kabul etmeliyim
Bir öksüzlük çöktü üzerime bugün
Omuzlarımdan aşağı ayaklarıma dek
Yalnızlık gibi de değil tam yokluğa denk
Bir başım dik tek başıma öylesine
Dururken aklıma nereden geldiysen
Hem de hiç bir sebebi yokken bilinen:
Pişirdiği, gerçek acının.
Değişmeyen.
Gerçeklerin acılığından
Dem vurulurken;
Bahsi geçer biberin.
Dalga geçerek!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!