Geceler taşır şileplere sığmayan yükümü
Geceler imbatla sıyrılır gündüzden
Geceler salıverir kirli sırlarımı
Onlar ki, soğurur en karanlık yanımı
Kuşlara anlatırlar, pencerenin kandili
Andromeda'dan kopmuş izbe bir yıldızı
ayaklarından zincirlenmiş
sonbahardan seslendim
bir çınar boyu
ağıtlarım yükseldi
her şafaktan sonra
Bir umut görünce canlanan her kelimem
Sessizce yerini alıyordu
Hiçlik dünyasında
Bütün yanılsamalar bundandı
Anlıyorum ki
Artık geçitler yol vermez olmuş
Bir sabah uyandım
Elimde bin bir çeşit anahtarla
Hangi kapıya vardımsa
Koygun yağmurlar altında eli boş döndüm
Boynumdaki zincire astım birer birer
Sesler kalır çünkü aklında
Her kalbin bir sırrı vardır
An olur kanat çırpar
Seyreder alemi bulutların üzerinde
An olur yer ile yeksan
Künhüne vakıf olamadı diye
Bir yağmur döngüsüne onu terk etme
Mutsuz oldukları yüzlerinden belliydi
Açlıktan değildi
Güneşli baharlar ne kadar uzaktaydı
Çocuklar hep bu soruyu sorardı
Birazcık doğrulsalar
Yediveren güller gibi
Ben meyus bir utkuyum
Direksiz bir kubbeyim
Aşıklar ve ölüler için
Ben karanlığın yegâne kaynağı
Serencamı olmayan yol,
Henüz sökülmeden izlerin
Dünyanın aydınlık yüzünden
Kalbimi kara bir yılan gibi saran
Bu yalnızlık beni boğmadan
Doğrulayım doğan güneşle
Dizlerinden yıldızlara kadar
Sana çiçekler getiremedim
Sesim boğuktu
Seslenemedim
Yadsımadın oysa
Yüzüme bakmadın
Kalbin hiç hızlı atmadı
Sana çiçekler getiremedim
Sesim boğuktu
Seslenemedim
Yüzüme bakmadın
Kalbin hiç hızlı atmadı
Yan yana asılı duran iki kelimeden farksızdı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!