Sevgilim
Sen bu saatlerde rıhtımda gezinirsin
Boğuk bir bakışını giymişsindir yüzüne
Ufkun ardına bakarken
Uzaklardan geçen bir yunusa takılır gözlerin
Bir görünür bir kaybolur benim gibi
Orta çağdan kalma bir şamdan
Aydınlatıyor yalnız odasını
Penceresine ay düşmez geceleri
Bir yanağı sürekli sağ avucunda
Dışarısı yağmur
Dışarısı kasvetli
Ben ağlamasaydım o gece
Kuşlar bügün ölmezdi
İzini kaybetmeseydim
O kahrolası kış aylarında
Yorgun kanatlarıma
Dağların yükü binmezdi
Geceler taşır şileplere sığmayan yükümü
Geceler imbatla sıyrılır gündüzden
Geceler salıverir kirli sırlarımı
Onlar ki, soğurur en karanlık yanımı
Kuşlara anlatırlar, pencerenin kandili
Andromeda'dan kopmuş izbe bir yıldızı
ayaklarından zincirlenmiş
sonbahardan seslendim
bir çınar boyu
ağıtlarım yükseldi
her şafaktan sonra
Bir umut görünce canlanan her kelimem
Sessizce yerini alıyordu
Hiçlik dünyasında
Bütün yanılsamalar bundandı
Anlıyorum ki
Artık geçitler yol vermez olmuş
Bir sabah uyandım
Elimde bin bir çeşit anahtarla
Hangi kapıya vardımsa
Koygun yağmurlar altında eli boş döndüm
Boynumdaki zincire astım birer birer
Sesler kalır çünkü aklında
Bir uçurum gibi boşluğa açılan kapıdayım
Sana söylemem gereken
Öyle cümleler hazırladım ki
Bir beyaz kağıda emanet edemiyorum
Söylesem kalbim tutuşacak
Her kalbin bir sırrı vardır
An olur kanat çırpar
Seyreder alemi bulutların üzerinde
An olur yer ile yeksan
Künhüne vakıf olamadı diye
Bir yağmur döngüsüne onu terk etme
Mutsuz oldukları yüzlerinden belliydi
Açlıktan değildi
Güneşli baharlar ne kadar uzaktaydı
Çocuklar hep bu soruyu sorardı
Birazcık doğrulsalar
Yediveren güller gibi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!