Eli-yüzü düzgün bir kaf edeyim,
Kitap ortasından laf değil mi bu?
Biraz edeplice caf caf edeyim,
Kitap ortasından laf değil mi bu?
Pire bulunurmuş ancak itlerde,
Silindi akşamlarımın açıkmavisi,
Kara morluklar içinde eridi uzak dağlarım,
Çalındı güneşimin ışığı, ayımın parıltısı,
Dağıldı yıldızlarım boşlukta inci taneleri gibi,
Yalamaz oldu denizimi özenle rüzgarlarım,
Sarıçamlarım sırt döndüler reçine kokusuna,
Neden çöker bu sensizlik gülle gibi, yüreğime?
İndimde neden iğneli fıçılara döner bu geceler?
Neden sabrım erir tükenir mumlar misali karanlıklarda?
İki ayağım neden girer gider bir pabuca?
Neden dünyanın ıssı-bucağında seni arar dururum
Kayboldukça?
Körpecik aşkımız sanki bir çocuk,
Dudakları sanki dudağımızdan.
Eli ellerimiz, gönlü gönlümüz,
Toprağı alınmış toprağımızdan.
Konuşur, oynaşır ellerimizde,
Gündüzleri az da olsa dayanabiliyorum ayrılığına,
Geceleri, sorma; kanlar kusuyorum,
İçimde rüzgarlaşmış bir hız sana gelmek için,
Ağlamak için yağmur gibi bir hazırlanış,
Yüreğimde engellere doğru
Bir tırmanış,
Başkasının fikrine
Kurban ettim aşkımı.
Elalemin keyfine
Kurban ettim aşkımı.
Yük olmuştu gözyaşım,
Yesem de olur, yemesem de;
aşa-ekmeğe doymuşum.
Uyusam da olur, uyumasam da;
kanıksamışım uykulara.
İçsem de olur, içmesem de;
doymuşum içkilere.
Çiçekli bahçeler yine mi sensiz?
Yine mi yamaçlar kimsiz kimsesiz?
Seni özlüyorum ağızsız dilsiz,
Özlemden ömrümce kurtulamadım.
(ISLAK RÜZGARLAR isimli hece şiirlerinden > 60/100)
Nedendir seni anımsıyorum
Dalgalanan sapsarı başakları görünce,
Nedendir denizda ay belirince,
Nedendir mutlu anımda, dar günümde
Nedendir sanki
Kendime bakıp seni seyrettiğim
Yolda tanımadan geçip gidince
O an bakışların ele benziyor.
Öfken nehir gibi kayalıklarda,
Gülmen köprü yıkan sele benziyor.
Saçların pırıltı almış denizden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!