İsmet Barlıoğlu Şiirleri - Şair İsmet Ba ...

İsmet Barlıoğlu

Çalıştım, ruhumu tanıyamadım,
Bir yanım yumuşak, pamuktan öte.
Bu nasıl bilmece, anlayamadım,
Bir yanım kaskatı kabuktan öte.

Bazan meleklerle konuşuyorum,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Açlıklara, susuzluklara alıştım,
Uykusuzluklara, yorgunluklara,
Çilelere, hüzünlere alıştım
Ama sensizliğe bir türlü alışamadım.
Resimlerini bile indirmek istedim duvarlarımdan,
Yapamadım.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Ardarda konuşma, ara vermeden;
Ellere akıldan noksan olursun.
Dersen çok kısa de, çok uzatmadan,
İnsanın gözünde insan olursun.

Kusuru yüze de, arkada deme,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

‘Kız Serap hoşça kal… Kazara oğlan doğarsan, adını Senbir koy ki; o da bilsin kaçıncı olduğunu. Ondan sonrası nasip artık. Sırayla gidersin Seniki, Senüç diye. Senbeş ‘i geçeyim deme: Gümülersin. Gümülersin ki nasıl gümülersin.’Beş çocuk anasıydı, altıncı üzre vefat eyledi.’ Dedirterekten.’
‘Merhabalar Sar ‘ağa. Muhtarlık seçimleri ne alemde bu yıl? Gene umutlu musun Kayseri İli ‘nin Pınarbaşı İlçesi ‘nin Büyük Komarmut Köyü ‘nün seçmenlerinden? Hayırlısı olsun. Azalt biraz cuvarayı, azalt. Kanser yapar. Doktor beyler diyor. Sonunda, İstanbul Cerrahpaşa ‘da gırtlak kanserinden ölürsün., bak. Demedi deme.’
‘Ohho… Şükür görüştüğümüze bey ‘fendi. Erzincan ‘lı Güzel İdare Müdürü beyimizi görenler hacı oluyor. İyi misiniz? Daireyi güzel güzel idare ediyor musunuz? Ha ‘di bakalım. Gene görüşelim ama. Ben, şu bizim Tabiboğlu Ahmet Bey ‘e bir uğramak niyetindeydim. Hah, kendisi de orada zaten. Komşuyu söyleme, ya kapıdadır, ya bacada. Ha ‘di size uğurlar olsun.’
‘Ya işte böyle, Ahmet Bey. Yok yok, kahve için zahmet etme. ‘Geçerken bir uğrayayım’ dedimdi, o kadar. Dünya sıkıntılarından elimiz olmuyor. İş çok, zaman yok. Bana müsaade. Gene gelmek isterim ama ya olur, ya olmaz. Eğer yarınki sınavı da kazanırsam, biraz zor. Kazanamazsam daha çoook selam-kelam ederiz. Hoşça kal.’

Mezarlık duvarı dibinde geriye el salladı:

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

6
‘Pembe de hanım ne bakarsın saraydan?
Kötü bizsek ko çıkalım aradan.’

Karanlık geceye solgun aydınlık veren lapa lapa bir kar yağıyordu.
Kar tanelerini riri iri, beyaz tohumlar halinde karanlığa savuran öfkeli bir rüzgar, pencerenin kanatlarına kanatlarına, camlarına camlarına saldırıyordu. Duvardaki çiviye asılı beş numara gaz lambasının alevi, olduğu yerde pırpırlıyor, alçalıyor, yükseliyor, kısılıyor, açılıyor, dibinde bıraktığı karanlığı büyültüp küçültüyor, lambanın soluk ışığını emmeye çalışan uzak duvarlar, koyu maviden kör siyaha dönüşüyordu. Köşedeki üç ayaklı, yuvarlar ve küçük sac sobada ışık yoktu. Yeni binanın soğuk odasında, soba duvarlardan, duvarlar sobadan sıcak dileniyorlardı. Sıcak… Bir parça sıcak… Bir dilim sıcak… Allah rızası için sıcak…

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Saklanma alnına düşen perçeme
Korkup gözlerinin yalanlarından.
Bırak sevdiğimi herkes anlasın
Tutuşan kalbimin dumanlarından.

Aşkı bilmeyene anlatmak ne zor,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Güneş belirince tepelerden, sen beliriyorsun,
Soyuyorsun kederlerimin kabuklarını,
Ne saklım kalıyor, ne gizlim,
Yağmur gibi yağıyor çilelerim gözler önüne,
Çektiklerim, ızdıraplarım, gözyaşlarım,
Kemiklerime kadar işleyen sızılarım,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Sensiz gecelerde sabah mı olur?
Yaralı kalbime felah mı olur?
Sana ‘Leyla’ desem günah mı olur?
Mecnun ‘u mahveden Leyla değil mi?

Çile döner durur garip başımda,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Yine akşamlara uğradı yolum,
Bu akşamlar, tüllenen mağribi akşamlar değil,
Bu akşamlar sabaha giden akşamlar değil,
Benim akşamlarım bir zalim akşamlar,
Cümle yerlerin mühürlendiği akşamlar,
Benden öte herkesin yaşadığı akşamlar.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

3
‘Evlerinin önü oymalı sergen,
İçinde dönüyor kırk-elli yorgan.’

Sınav salonu bankanın ikinci katındaydı. Bu salon önceki salonlardan küçüktü. Büyüğüne de gereklilik olmadığı ilk bakışta anlaşılıyordu. Zira; aday sayısı önemli ölçüde azalmıştı. İlk günkü sınava ikiyüzkırkdört kişinin katıldığı söylenmişti. Her sınav baraj olduğu yani bir öncekini kazanamayan bir sonrakine giremediği için, ilk üç günde kazanamayanlar sapır sapır dökülmüş, sınavlar her geçen gün adayları biraz daha eleye eleye sürüp gitmiş, son sınava 26 kişi kalmıştı.
Adaylar, belli etmemeye çalıştıkları heyecanlar içinde son hazırlıklarını yapıyorlar, sınav denetçileri ise birtakım dosyalar başında fısıltılı seslerle bir şeyler konuşuyorlardı.

Devamını Oku