İsmet Barlıoğlu Şiirleri - Şair İsmet Ba ...

İsmet Barlıoğlu

İlk Hakkını Arayış

Banka yine mudi saldırısına uğramıştı.
Mudiler kadınlardan, erkeklerden, gençlerden, yaşlılardan ve çocuklardan oluşan çekirge sürüleri gibiydiler. Sabahtan akşama kadar kara bulutlar halinde akın ediyorlardı.
Bir vezneci, veznesinin önüne üşüşen kızlı-oğlanlı bir çocuk kalabalığının kumbaralarını açıyor, içindeki bozuk paraları bankoya döküyor, onlara, miktarlarına göre ayırttırıp kulelettiriyor, kuleleri eline birer birer alıp bir metal şelalesi halinde obir avucuna şırıl şırıl boşaltıyor, alışageldiği bir el becerisiyle hesaplıyor, uzatılan banka defterine yazıp yetkililerin imzalarına gönderiyordu.
Gelen ve Giden Havale Servisleri ‘nin bankolarına dayanan müşteri kuyrukları salonun içinde bir-iki kıvrım yaptıktan sonra kapıdan sokağa uzanmaktaydı.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Eksiği İlk Gideriş

Ana, dört kalın bacaklı hantal bir tahta masanın üstüne yerleştirdiği teknede çamaşır yıkıyordu. Elleri, sıvalı kollarına kadar çivitli sular içindeydi. Ağarmaya yüz tutmuş saçlarının bir bölüğü terden sırılsıklam olup alnına yapışmıştı. Masanın alçacık oluşu yüzünden sırtı kambur kamburdu. Bedeninin tüm gücü incecik parmaklarının uçlarından akıp kirli sulara karışmak üzereydi. Bulunduğu yerden kendisine seslenirken başını geri çevirmeye bile gerek görmemişti:
- Hikmet… Oğul, evde yemek pişirmek için bile bir damlacık su yok. Bana pınardan iki kova su getiriversen diyorum. Bırak artık roman-moman okumayı yavrum. Nerdeyse Beyba ‘an kapıdan girer şimdi. Ders kitaplarının içine roman saklayıp okuduğunu bir görürse; inan ki kıyametleri koparır başımıza.
Hikmet Dede, biyoloji kitabının arasına saklayarak okumakta olduğu romandan ayırdığı bakışlarını Ana ‘ya çevirdi. Ak-pak olmuş saçlarını, uzun bembeyaz sakalını sağ elinin parmaklarıyla hafiften tarayarak yanıt vermeksizin kadını incelemeye koyuldu. Zavallı Ana ‘sı, kendisinden 30-35 yaş daha genç olduğu halde, ondan daha yaşlı, daha yıpranmış, daha tükenmiş, daha güçsüz ve daha umarsız görünmekteydi. Başörtüsünün önünden görünen kara kara saçlarına yeni yeni aklar düşmeye başlamıştı. Yorgun yüzünde bir-iki körpe kırışıklığın filizleri vardı.
- Haydi oğul. İki kova su getiriver pınardan.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Söyle bana, Hatem Dede…
Şöyle bir göz gezdirerek
elime-avucuma.
Yol-mol var mı avuçlarımda, ulaşıp ulaşıp yare giden?
Kabarmış mı yüreğim ayın yüzü kadar?
Neler neler geçmiş başımdan

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Neden yine karabulutlar sarmış gibi çevremi,
Neden bütün gemilerim batmış gibi denizde,
Nedir bu güneş altındaki güneşsiz günler,
Hiçbir yere ulaşamayan bu yollar,
Bu hiçbir dışarıya açılamayan kapılar, pencereler,
Nerden çıktı bu habire beni sana çağıran

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Aşkın eseri misin?
Gülşende peri misin?
Bayram şekeri misin?
Gözlerim kamaşıyor.

Salınışın dal gibi,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Bugün de bitirdim yorgun güneşimi denizde,
Bugün de kararttım denizimin maviliklerini,
Salıvererek dünyamı gece ışıklarının altına
Ve çekip alarak hayalimi yanıma,
Oturdum üstüne bir eski sıranın,
Başladım herkeslerden gizli gizli

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Bugün Ruzu Hızır yani Hıdırellez
Ve yani Hızır ‘ın, Ellez ‘in günü,
Zaharius ‘a Hızır demişler, Elias ‘ı Ellez etmişler,
Kalkıp davullarla, zurnalarla benimsemişler,
Birbiriyle kanlı-bıçaklı olanlar bile
Bugün barışmışlar,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Şu devre, devrana bir bak, erenler,
Herkes kuyusunu kazar hışımla.
Alınyazıları Allah 'a mahsus,
Kulsa günahını yazar hışımla.

Her gün başka yöne döner insanlar,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Hoş geldin karasevdam…
Hoşgeldiniz çilelerim…
Elemlerim, kederlerim, belalarım, sıkıntılarım…
İki ayağımı bir pabuca sokan açmazlarım…
Yüreğimin kanayan yaraları…
Kemiklerimdeki sızılarım…

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Gölge etmeyin başıma, eloğulları…
Kim çare bulabilmiş ki;
Siz çare bulabilesiniz gönül yarasına?
Hiç karışıp durmayın
Şurasına-burasına,
Örselemeyin kanayan yüreğimi

Devamını Oku