Eli-yüzü düzgün bir kaf edeyim,
Kitap ortasından laf değil mi bu?
Biraz edeplice caf caf edeyim,
Kitap ortasından laf değil mi bu?
Pire bulunurmuş ancak itlerde,
Silindi akşamlarımın açıkmavisi,
Kara morluklar içinde eridi uzak dağlarım,
Çalındı güneşimin ışığı, ayımın parıltısı,
Dağıldı yıldızlarım boşlukta inci taneleri gibi,
Yalamaz oldu denizimi özenle rüzgarlarım,
Sarıçamlarım sırt döndüler reçine kokusuna,
Ben olmasam neye yararsın mehtap,
Kime kimi anımsatabilirsin parıltınla,
Ormana değip dokunuşunla,
Denize inişinle?
Ben olmasam kimi büyüleyebilirsin
Görünüşünle?
Sensiz mehtabı silip atmak istiyorum
Aydınlıktan karanlığa uzanan göklerimden,
Denizimden, dalgalarımdan, sularımdan,
Başımda yelpirdenen vefakar yapraklarımdan,
Sürüp atmak istiyorum tarlalarımdan
Topraklarımdan.
Bir masa hazırla bana, meyhaneci
Testekerlek gümüşi ay altında,
Başımın üstünde birkaç porsiyon yıldız olsun
Ay ışığında parıldayan
Şöyle taze yosun kokuları üstünde denizin,
Her yanı buram buram esintili,
Sormadan anlatıyorlar seni,
Denizler; kendilerinden ne kadar hoşlandığını,
Rüzgarlar; saçlarını nasıl okşadıklarını,
Yağmur; saçlarını, omuzlarını
Güneş; nasıl oynaştığını ışıklarıyla çevrende,
Mehtap; nasıl her şeyi bırakıp sana baktığını,
Kız sendeki o gülüşe
Davet diye gelirim ben.
O görkemli görünüşe
Mahvolurum, ölürüm ben.
Tutamadım o elleri,
Gururun Ağrı Dağı ‘nın zirvelerinden alınmış,
Görkemli bulutlar arasında yaylaya tepeden bakan,
Gülüşün Erzurum ayazına doğan güneş,
Nilüferler üstünde çiğ damlası gözyaşların,
Hırçınlığın Hopa ‘da Deniz kükremesi,
Bakışın allak-bullak ediyor yüreğimi,
Marko Paşa yoksa; ben varım anam-babam,
Anlat derdini, yakınışlarını.
Aşın tuzsuz, kaymağın balsız mı kaldı?
Renkli düşler mi girmedi uykularına,
Mehsiz-mehtapsız mı kaldı gecelerin,
Veya denizlerin martısız,
Ben mecnunsam mecnunum,
Leyla 'yım demedin ki.
Yanıp biten bir mumum,
Leyla 'yım demedin ki.
Çile çektim her saat,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!