Çok ham idim, yetiştim,
Garip hallere düştüm,
Bir zerreyle güreştim
Dev gibi geldi bana.
Bir zamanlar ufaktım,
Sesini duyamamak nasıl bir ızdırap, biliyor musun?
Seni duyamamak, dinleyememek,
Kendini kaldırıp bırakamamak rüzgarın kucağına,
Uyuyamamak, dünyayı elinin tersiyle bir yana itip,
Düşlere dalamamak bir masal ülkesine dalarcasına,
Kırık bir plak gibi sesine takılamamak,
Beni bana bırakma; mahvolurum,
Şöyle bir eli-ayağı düzgün düşünemem,
Bakarım; baktığımı göremem,
Dinlerim; dinlediğimi duyamam,
Söylerim; ne söylediğimi bilemem,
Geri gelmek için birkaç adım öteye gitmem gerekse;
Sensiz sahillerde güneş batıyor,
Sensizlik canıma yetti, yetiyor,
Gecikme, gel artık; ömür bitiyor,
Sanmam geldiğinde bulacağını.
Ne kumun tadı var, ne sahillerin,
Bu zeytinlikler böyle sensiz mi kalacak
Yamaçlar boyu denizlere uzanan?
Sensiz mi kalacak bu bağlar, bu bahçeler?
Sensiz mi kızaracak narlar,
Ayvalar sensiz mi sararacak?
Bu sonbahar rüzgarları ağaran saçlarımı
Uzat dudağını, bak öper miyim?
Denemek parayla pullarla değil.
Ver gönlünü bana, bak sever miyim?
Sevmek yürekledir, kollarla değil.
Hıçkırsam; titreşir dallarda yaprak,
Adı ‘Öğretmen’ dir, belli,
Şeytan bunun neresinde?
Aylığı tam üçyüzelli,
Şeytan bunun neresinde?
Deve yesen; ‘Yedin’ Demez,
Çile çektim dünyada,
Tüm elemler sırada,
Aşkla başım belada
Şikayetim kalbimden.
Yaş doldu gözlerime,
Ne olurdu, bu kadar güçlü olmasaydı belleğim,
Unutabilseydim seni, gördüğümün ertesi günü,
Unutabilseydim birlikte gezdiğimiz yerleri,
Ne o çiseleyen yağmuru anımsasaydım,
Ne o yaprakları okşayan rüzgarı,
Elinin elimdeki sıcaklığını unutabilseydim,
İçimde ılgıt ılgıt kanayan bir yürek,
Kemiklerimde bir dermansız sızı,
Ciğerlerimde bir söndürülemeyen yangın,
Başımda ömrümü ufalayan değirmentaşları,
Gözlerimde körpe bir ilkbahar seli
Ve havada keskin bir hasret kokusu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!