Güya bir güzele verdim kalbimi,
Yeli avuçladım umman içinde.
Çok yorulmuş buldum artık kendimi,
Tükendi yüreğim zaman içinde.
Sabrıma şaşırdı sabırtaşları,
Kınamayın beni mutlu insanlar,
kınamayın iki elim koynumda kaldığı için,
iki ayağım bir pabuçta olduğu için kınamayın,
kınamayın kanayıp duran yürek yaramı,
hüznümü, suskunluğumu, umutsuzluğumu kınamayın,
bakıp dışarıdan mutlu göründüğüme
Kınamayın eloğullar… Elkızları…
Kerem ‘leşip gitmişim bir büyük karasevdada,
İzanıma kara kara hançerler saplanmış,
Kızgın güneşler altında çarmıhlara gerilmiş bedenim,
Avuçlarımdan dökülen kanı avuçlamış
Ellerim.
Kerem çobanlardan sormuş Aslı ‘sını,
Kurtlardan, kuşlardan,
Dağlardan, derelerden,
Tanıdık-tanımadık herkesten sormuş,
Yeri gelmiş, el-avuç açmış kurukafalara.
Ne bilsin kurukafalar nerede olduğunu Aslı ‘nın,,
Kırbaçlıyor yağmurlar rüzgardaki hüznümü,
Sanki seni bu anda görüp sevmişe döndüm.
Yine sana çevirdim karanlıkta yüzümü,
Denizler ötesinden koşup gelmişe döndüm.
Yüreğim yıkanıyor yağmurla ılık ılık,
Kimlere el-avuç açayım bu amansız karasevda için,
Kimlere sığınayım, kimlere yalvarayım?
Anlatılır dert değil ki elkızı, ellerkızı,
Düşmüşüm sanki değirmentaşları arasına
Bir sakar zamanımda,
Bedenim çıkmış bedenlikten, canım canlıktan,
Ah, gözünü sevdiğimin belalısı,
İnsan gündüz de mi girermiş insanın düşlerine,
İliklerine, zerrelerine kadar mı işlermiş,
Kemiklerinde sızı, yüreğinde acı mı olurmuş,
Yaş mı olup süzülürmüş gözlerinden yanaklarına?
Tanrı böylesine mi cömertçe izin vermiş
- 1 -
Oğlan çok alışmıştı havadan geçinmeye,
Kızarmış tavukları, pilavları yemeye.
Babanın sağlığında zavallıyı sömürdü,
O göçünce dünyadan sömürmeyi sürdürdü.
Annesi dul bir kadın, emekli aylığı var,
Gövdem yeni vatandır,
Yüreğim sanki tandır,
Aşkın bana kalkandır,
Mevlam senden başka yok.
'Ya' dedimmi yetersin,
Merhaba gözyaşlarım…
Merhaba, varlık nedenlerim,
Canımın çekirdekleri,
Samimiyetlerim,
Gerçeklerim,
Yüreğimin acıları, merhaba…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!