Mümkün olsa öpsem seni kalbinden,
Baksam ki yüreğin sımsıcacık mı?
Uzat da tutayım bir kez elinden,
Ellerin pamuktan yumuşacık mı?
Bir gülsen; gülüyor sende her zerre,
Muhammed Mustafa var kalbimin merkezinde,
O 'nu ölüden saymam; O en diri olandır.
En büyük peygamberlik mührü O 'nun elinde,
Yalnız peygamber değil, O en büyük insandır.
Yüzyıllardan beridir güzelliği solmadı,
Gel derviş, seninle miras bölelim,
İlkbaharı sen al, güz bana kalsın.
Eğer aynı şeyse bir laf ile söz,
Laflar sana kalsın söz bana kalsın.
Henüz kurtulamadın mal ile mülkten,
Bugün
Mezarımda ilk sabahım.
Koca bir gece geçti üzerimden,
Bütün bir gece yağmurlar yağdı üstüme, rahmet yerine,
Işıklarım sönüp gitti deli-dolu yağmurlar altında,
Sesimi bile çıkaramadım,
-1-
Bir cuma akşamının 17:00 sularıydı,
Aylardan güzel bir ay; bir sonbahar ayıydı.
Bir adam giriverdi içeri, galeriden,
Galerici fırladı bir yay gibi yerinden.
Koştu müşterisine en yürekten tutumla,
Çaldıran Savaşı ‘na senle ben mi gitmiştik,
Seninle Bağdat ‘ta mı dövüştük,
Zigetvar ‘ı mı fethettik de bölüşemedik,
Yoksa paylaşamadık mı Niğbolu ‘yu, Eflak ‘ı, Buğdan ‘ı,
N ‘aptık?
N ‘eyledik?
Havasız yaşayabilir misin,
Susuz, uykusuz, ekmeksiz yaşayabilir misin,
Üstünde şu bulutlar,
Altında şu çayırlar, çimenler,
Bu dağlar, tepeler, bu ağaçlar, kuşlar,
Bu güneş, bu mehtap,
Nasıl tövbe edeyim seni sevmeye?
Seni görmeye, seni aramaya,
Seni özlemeye nasıl tövbe edeyim?
Seni sevmem bir yanlış iş değil ki;
Bir yanılış değil ki.
Ben seni doğrular içinde doğrularla sevmişim,
Güneşim zelil-ziyan oldu zemheri ortasında,
çöllerimde buzlar mızrak boyu,
rüzgarlar kumla bastırıp örtmüş denizlerimi,
sanki bir idam sehpasına çıkarmışlar
beni.
Anan seni kadir gecesi doğurmuş, sevdiğim,
Bulmuşsun benim gibi birini;
Ağzı var, dili yok adamı,
Çiledir çektiriyorsun,
Zehir zıkkım ediyorsun bir lokma ekmeğini,
Bir yudum aşını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!