Islanalım gel yine altında yağmurların,
Şarkılar söyleyelim şu nemli rüzgarlara.
Şarkımız dudağında bir yorgun fırtınanın,
Gidelim aşkımızın doğduğu diyarlara.
Tut elinle elimi, bahara bulanalım,
Birlikte gidelim kırlara doğru,
Elimiz-kolumuz güller içinde.
Kumrular uçarken sulara doğru
Şarkı söyleyelim dallar içinde.
Kelebekler gibi süslü kanat çırp,
Bir bayram sabahını nasıl beklerse insan;
Ben seni işte öyle bekliyorum yıllardır.
İsyan ettim kadere, ne kül kaldı ne duman,
Senden geriye kalan bir tatlı hatıradır.
Umutlarım kırıldı, yaman un-ufak oldu,
Aramızdan karakedi mi geçti, ne var,
Neden bu sitemler, dudak büküşler, baş çevirişler,
Değer mi bu bulunmaz günleri kurban etmek
Bir yanlış anlamaya?
Gülümse de, devam edip gidelim
Yaşamaya.
Dönmeni neden bu kadar çok istiyorum, biliyor musun?
Döndüğünde mucizeler olacak sanıyorum da, ondan,
Böylesine koşullandırmışım kendimi anam-babam,
Böylesine inandırmışım.
Sensizlikten ölüp kaldığım zaman ıssız bir yerde,
Sen döndüğün an dirilirmişim sanki,
Dallarda çiçekler mahşerleşiyor,
Arılar, kumrular haberleşiyor,
Toprak misk kokuyor, amberleşiyor
Tül perde altından göründüğünde.
Renkler öpüşürler dudak dudağa,
Rüzgar esse ürperirsin, solarsın,
Şimşek çaksa çekinirsin, korkarsın,
Akşam olsa için için ağlarsın,
Seni nasıl bırakıp da gideyim?
Sen bir gülsün, özen bekler fidanın,
Seni nasıl özledim beklenen yolcu gibi,
Sanki bir kere görsem dünya benim olacak.
Aşkın ta yüreğimde amansız sancı gibi,
İçerim alevlenip tutuşarak yanacak.
Çıkar mıyım sabaha bu yangın gecesinden,
İlkbaharlar geçti seni beklerken,
Tomurcuk tomurcuk, çekirdek çekirdek ilkbaharlar
Güneşe uyanan körpe topraklarını yanlarında götürerek,
Körpe yağmurlarını bağırlarına basa basa,
Ağlaya ağlaya boz-bulanık sularının ardından
Geçip gitti ilkbaharlar önünden gözlerimin,
Buğdaylar boy attı başak içinde,
Yamaçlar çiçekten kuşak içinde,
Bulutlar denizden döşek içinde,
Seni bekliyoruz hepimiz birden.
Rüzgar çayırlarda esip duruyor,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!