Yorulmuş bir diyardan geliyorum gülizar
Üşüyen tarihimle, sırlarımla sar beni
Benim topraklarımda ağıt yakardı rüzgar
Kurak düşmüş yürekler üşütüyor yar beni
Ben gülerken nefessiz kalıyorum gülizar
Bıçak sırtı hayallerim var benim
Düşlerimde aşkı zehir zemberek
Anlatan falcılar, kanımı emdi
Bir yayla çiçeği hercailiği
Kokun bazı safran, bazı çiğdemdi
Kanıma zehrini sundu engerek
Yazdım, bu güne kadar zulmü de zulmeti de
Hem zengini, yoksulu hem dürüst hem hırsızı
Cehennemi de gördüm yaşarken cenneti de
Kalemime dem oldu ugursuzu, arsızı
Boşa kürek çekme, yiğidim boşa
Yelkeni rüzgâra salıver gitsin!
Evliya mısın sen, veli mi, haşa!
Postunu, pazardan alıver gitsin!
Gözlerinde delirmiş dalgalar beliriyor
Kıyılarına sinmiş okyanus yılgınlığı
İçinde gemilerin rotasız, deliriyor
Korsanların, koynunda pervasız çılgınlığı
Kokun yanı başımda, gözlerin uzaklarda
Ve gittin, gidişin aleme yüktü
Gözlerde yolculuk telaşı kaldı.
Bıraktığın boşluk senden büyüktü
Tabutuna sığmaz naaşı kaldı.
Kısaldı, tebessüm dolu zamanlar
Yolcusuyuz alemin bugün var yarın yokuz
Bir gün deniz üstünde, bir gün semada gülüm.
Yaşıyoruz hallice, bir gün aç, bir gün tokuz
Bazen yedi canlıyız, bazen komada gülüm.
Yürüyoruz, önümüz ardımıza gebedir
Küstüm ben dilimin döndüğü çarka
Fikir benim ama söz benim değil
Aklım da şaşıyor bu kadar farka
Bakış benziyor da göz benim değil
Ne gözden ötesi ne gönül hüznü
Yürüdüm, daracık bir sokakta ben
Ardımda yolları virane gördüm
Pencereler vardı kah elim kah şen
İçinde insan yok kaç hane gördüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!