İsmail Aksoy Şiirleri - Şair İsmail Aksoy

İsmail Aksoy

İnce bir oktu Lautaro.
Esnek ve maviydi babamız.
İlk gençliği sessizlikti yalnızca.
Çocukluk yılları eylemdi.
Gençliği hedefi belirli bir rüzgârdı.
Hazırladı kendini uzun menzilli bir mızrak gibi.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Sevişilen bir geceyi
aydınlatıp da

sabahleyin
erken saatte

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Santos'da, muzların kekremsi tatlı kokusunda
yumuşak altın bir dalga gibi, esneyerek sırtında,
sahillerde terk ediliyor parçalanmış cennetin
aptal tükürüğü,
ve demir katısı bir çığlığı gölgelerin, su ve lokomotifler,
terden ve tüyden bir akım,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Mucit, engin deniz, köpüğüm benim,
ayın gökyüzü yayı, suyun imparatorluğu
yüzyıllardır konuştu seninle benim ağzım aracılığıyla.
Ölümden önce olgunlaşmıştı senin tamamlanmışlığın.
Kaldırdın bitkinliği ta göğe doğru,
ve ağaçların katı gecesinden

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Rauli-ağacının saklı kökünde
büyüdü Caupolican, başsız heykel ve fırtına,
ve halkını sürdüğünde
kâşif silâhlarına doğru,
çekip gitti ağaç,
çekip gitti anayurdun katı ağacı.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Böyle nereye gider eli silahlı adamlar
Sınır boylarında
Ve kadınların gözleri hep yaşlı
Boydan boya bir mayın tarlasıdır dünya
Ve yürekler korku dolu hep

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Çünkü yaşamak eskimiş bir şarkıdır
Çatlamış dudaklarımızda.
Her şarkının bir sonu varsa eğer
Yaşamak en sabırlı intihar.

Çok sonraları öğrendik

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Ana, anlat bana bütün eski ağrılarını. Anlat bana, nasıl doğacağını O'nun, barsaklarımla örgülenmiş küçük bedenin nasıl çıkacağını günışığına.

De bana, kendisi mi arayıp bulacak memelerimi, yoksa ben mi çağıracağım O'nu süt emsin diye.

Ana, aktar bana bütün bildiklerini sevgi hakkında. Yeni okşayışları öğret bana, kocamın okşayışlarından daha da dikkatli olan okşayışları.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Toprağın ilk sunduğu direnişti.

Harmanlanmış beyazlığın alevi gibi
yaktı Araucanya kar'ı
kâşiflerin adımlarını.
Soğuk yüzünden yitirdi Almagro

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Düşünür insan geceleri eve geldiğinde,
mısırın soğuk sisinde yorgun, eve gelince
sendikadan (yıpratan
kavga günden güne, saçaklardan damlayan
yağmur yüklü mevsim, inatçı
acının tok sesli yürek çırpması)

Devamını Oku