İsmail Aksoy Şiirleri - Şair İsmail Aksoy

İsmail Aksoy

Deldim geçtim o kabuğu
sanki binlerce kez vuruldu bana o Antartik darbe:
atın ensesini duyumsadım uyumak için
altında soğuk taşın Güney'in gecesinde,
duyumsadım titreyişini o daracık hendekte,
en altında süzgeç deliğinin o yapraksız dağda,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

'Kırılmış bir dal gibi gelir içerdeki adama'

Kitap okuyordu ağacın altında.
Bir ipek böceği kozasını dokuyordu
Kırık bir dalın üstünde.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Kahvaltı

Koydu kahveyi
Fincana
Koydu sütü
Kahve fincanına

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Eğer gerçekse beyaz
ışık su lambadan, gerçektir
yazan el, gerçek mi
yazdığıma bakan gözler?

Bir sözcükten ötekine

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Her zaman işittiğim bir makinalı tüfek,
tam da yukarda merdiven sahanlığında mevzili,
Kendi ölçümlerinden ve bulgularından
korkmuş bir saat gibi
başlıyor titremeye ansızın.
Korkuyor muyum? Hayır. Dinliyorum sadece.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

“Efsaneler ve Mirolóyiler”den
21

ná tin Nióvin

İnsan tanrılarca

Devamını Oku
İsmail Aksoy

“Efsaneler ve Mirolóyiler”den

19

İzin verdim berbere kessin diye
gözlerden arta kalan ne varsa

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Soğuk hızlı eller
çeker geri teker teker
karanlığın sargılarını
açarım gözlerimi
hâlâ
yaşıyorum

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Duydum gençlerin sevda nağmelerini
Parıldarken kürekler aşkla meşkle
Ve bozkır çimlerinin iç çekişlerini:
Asla, dönüş yok geri!

Ah yürekler, inleyen çimler,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Ölüyüm şimdi ben. 'Maria Elena'danım ben.
Bütün ömrümü bozkırda geçirdim ben.
Kanımızı Kuzey Amerikan Şirketi'ne verdik,
önce anam babam, sonra erkek kardeşlerim.
Grev falan olmadan, neden filan yokken
gelip sardılar etrafımızı.

Devamını Oku