İsmail Aksoy Şiirleri - Şair İsmail Aksoy

İsmail Aksoy

Valparaiso'da davet etti beni
denizin işçileri: ufak tefek ve haşindiler,
ve onların kavrulmuş yüzleri
Pasifik Okyanusu'nun coğrafyası gibiydi: kocaman suların
derininde bir girdaptılar onlar, bir dalganın kası,
fırtınada deniz kanatlarından bir sürüydü onlar.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Dönmekte alacakaranlık mor kuvars’a
Maviye ve laciverde,
Lambanın soluk yeşil parıltısı
Caddenin ağaçlarını örtmekte.

Çalar ağırbaşlıca eski piyano,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

O'Higgins, seni övebilmek için
loş ışıkla aydınlatılmalı salon.
Güney'in sonbaharındaki yarım ışığıyla
kavakların sonsuzca titreyişi arasında.
Sen Şili'sin, yarı patrik yarı çiftçi,
sen taşradan bir kepeneksin, adını henüz

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Bir düşte gördü Osman gelecekteki imparatorluğunu.
Gerçekleşti düşü. Bir kaç yüzyıl sonra
yıkıldığında imparatorluğu, uyandı Osman bir sabah
Hamburg’daki bir caddeyi telaşla süpürürken.


Devamını Oku
İsmail Aksoy

Uzaktaki sık ormanda yolunu yitirerek
geldi asker. Sözcüğün tam anlamıyla bitkindi
ve düştü sonra sarmaşıklarla ırmağın tüylere bürünmüş
büyük tanrısının ayakları yanındaki yapraklara:
bu yabanıl ormanda
yalnızdı dünyasıyla

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Çocuklarıma yemek yaptım ve dışarı çıktım
Lota'daki kocamı görmek için.
Bildiğiniz gibi polislerin hükmü geçer orada
ve onlardan izin alınmadan giremez kimse oraya.
Yüzüm hoşuna gitmedi onların. Buyruğu üzerine
Gonzales Videla'nın, birilerini içeri almadan önce

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Örüyorum tığ ile küçücük patikleri ve hazırlıyorum yumuşak çocuk-bezlerini: kullanacağı her şeyi kendi elimle yapıyorum. Kasığımdan gelecek O, tanıyacak yeniden benim kokumu.

Yumuşak koyun-derisi: O'nun için yüzüldün geçen yaz. Koyun bıraktı derisini sekiz ay boyunca şişsin diye, ve ocak ayında ağardı deri. Dikenin iğnesi ve böğürtlen-çalısı dikeni arama üzerinde. O'nun uyuduğu yer etimin yorgansı giyiti de öylesine yumuşacık.

Beyaz renkli çocuk-giyitleri! Görüyor onları O gözlerimin arasından ve gülümsüyor, ve biliyor yumuşacık olduklarını...

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Belki, belki toprak üstündeki bir katman gibi unutuş
çoğaltır bitkileri ve (ola ki) besler hayatı
ormanın karanlık humusu gibi.

Belki, belki koşar gelir insan bir demirci gibi
ocağa, demirin demirle olan savaşına,

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Haziran 1948. Sevgili Rosaura, ben burada,
İquiqe'de hapisteyim; bir gömlek
ve biraz tütün gönder. Bilmiyorum
bu tantana daha ne kadar sürer.
'Glenfoster' gemisine bindiğimde
seni düşündüm, canları nasıl çekiyorsa

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Tırmanan-adam ile Batan-adam birbirlerine dediler ki:
'Yakında seni ziyaret edeceğim. Elbette! '
Ve Tırmanan-adam: 'Sen mi beni? '
Ve Batan-adam: 'Sen mi beni? '
Kim kimi?
Ne zaman?

Devamını Oku