Saçlarını usulca tarar,
Tarar uzun saçlarını,
Usulca ve zarafetle mırıldanır
Neşeli bir şarkıyı.
Güneş vuruyor söğüdün yapraklarına
En yücesinde otururum ormanın, gözlerim kapalı.
Kımıltısız, yok artık çarpıtmak düşü
Eğri gagamla çarpık ayaklarım arasında:
Ya da kurgulamak uykuda
mükemmel bir öldürümü ve tüketimi.
San Martin, öyle uzun süre dolandım ki bir yerden
öbür yere, sildim senin elbisenle izlerimi,
biliyordum bir gün seninle karşılaşacağımı
sıradağların bittiği yerde
eve dönüş yollarında dolanırken
sende miras kalan ve her şeyi süpüren fırtınada.
Sevgili yürek, niçin hor kullanıyorsun beni?
Beni azarlayan sevgili gözlerin
Hâlâ güzel, güzel ama - ah
Güzelliğin ne de gizli!
Gözlerinin berrak aynası
Soylu bayan, söylemeyin lütfen
Biten bir aşkın kederli şarkılarını;
Bırakın kederi bir yana ve şakıyın
Nasıldı aşkın alazı.
Şakıyın uzun derin düşünü
Sonsuzca sallıyor deniz
binlerce dalgayı.
Dinliyorum denizlerin sevdasını
ve sallıyorum bebeğimin beşiğini.
Geceleyin avarelik eden mısır
Değil mi ki vadinin ve kuraklığın ardında,
ırmağın ve sararmış yaprakların ardında,
tarla ve hasat için pusuda
bekliyor toprak hırsızı.
Bak bu çınlayan menekşe renkli ağaca,
Nasıl barındırabilirim
mavi suyu, kahverengi toprağı
yelken açıp gitmeyi
aşıp gitmeyi boydan boya?
Rüzgârdaki kuşlar
durdurur beni,
XXXI
fakat sabahın seherinde şehir tümüyle başka olur
sabotajcının bitimsiz sevinci çınlar şölenin kulağında
parklar ve caddeler ve evler sarhoşlukla geçip gider
XXXII
ey caz müzikli ve çapulcu elli ve göğüs göğse aşklı
ve eter maskesi mırıltılı arzunun kasıncı
sen sakatların rakibi ölüm dansının küçük cümbüşü
Edebiyatın böylesine ayaklara düşürüldüğü
ülkeme damla damla uzaklardan gönderdiğiniz çeviriler
biz şiir severlere gürül gürül akan ırmaklar oluyor.
Sonsuz teşekkürler,sevgi ve saygılarımla