koşmalısın bazen kalbinden çok uzağa
kaf dağına ya da denizler ardına
koşmalısın bazen tüm seslerden sessizliğe
herkesten ta kimsesizliğe
Bir anne gibi beklemek seni
gittiğin günden ta ölüme
yeniden dirilişi beklercesine
bir anne gibi beklemek seni
kapıları hiç kapatmadan
üzülme, incinme, kırılma
sakın ha tükenme
biraz.. az biraz kal yine
yürü ruhumun kaldırımlarında
şebnemler düşür yüreğime
sanki gitmek için gelir insanlar
oysa öylesine sahiplenmişlerdi ki
giderken bizi de götürürler
ansızın yokluk içinde kalırsın
yaşadığın derin bir kalp kırıklığıdır
çığlık atsan da nafile
yokluğun var ve sen yoksun
ateşten nehirler yürür gözlerime
korkular dağ gibi titrer içimde
yokluğun var ve sen yoksun
hayalin dokunur ellerime
bir sonbahar günü
hava rüzgarlı ve soğuk
bir titreme almış yüreğini
camın ardında ama üşüyor elleri
solgun gözlerinden belli
ıslak bir yağmur damlası
duygular denizinde bir damlaydı aşk
deniz onda buldu ateşi
ve onda yaktı kendini
susadıkça susadı
bir damla yetmiyor dedi
deniz susuzluktan öldü ölecekti
dünyaya gelmeden ölüm kalemi kırılmış
doğumu için aylarca beklenmiş
iniltilerle dünyaya getirilmiş
acılar, sancılara karışmış
katil, kapının deliğinden sinsice bakmış
aşk henüz taze bir bebekmiş
ayaklarımızda zamandan prangalar
ve aklımızda deli sorular
yorgunuz
ardı sıra koşuyoruz mutluluğun
burada varmak yok, hep yoldayız
ve yorgunuz
nefret çölünde susuz kalmış gibi
aşk şarabının son damlasını da içmiş
şu zalim harami
ateşten yaratılmış
o dünya güzelinin
incitmiş kalbini sarhoş nefesiyle




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!