güneşi de al gel dedim
güneşimi de alıp gittin
karanlıktayım
üşüyorum
bu kadar mı umarsızsın
benim bir umudum var
hayatı yaşanır kılan
yaralı kalbime merhem olan
benim bir umudum var
gecenin son mumunda tükenen
adlarını sorsan bilemeyecekler
kimliksiz ve duygusuzca yaşayacaklar
yakından görünen dağlar gibi
uzaklaştıkça küçülüp yok olacaklar
buzlu bir camdan gelir geçer rüzgarlar
yalnızlık, sen hiç değişmemişsin
sen yaşlanırken sen hep aynı kalmışsın
zaman duruvermiş gözlerinde
o alaycı bakışların hala yerli yerinde
yalnızlık, sen hiç değişmemişsin
az önce buradaymış
gözlüğü masada kalmış
ha bir de sayfa varmış
bir şiir olmalı bu
satırlara gözyaşı dökülmüş
biraz da kan
sen ona de ki
bir gün gelecek melekler
ama o gün
asla mutlu bir gün olmayacak
güneşim gözleri
gözlerinde nar olup yansa
ve yine çarkları dönüyor o tarifsiz saatin
ve yine dili tutuluyor kalbimin
birazdan ağlarsam şaşmayın
neler anlatır gözyaşın
onu sakın sormayın
sadece ve sadece susun
deniz kibritle yanar sanıyor
kırılan kalbin ilacını bulmuş gibi
zehirli hançerini hoyratça saplıyor
maske üstüne maskeler takıyor
ruhu çırılçıplak, boya üstüne boya çekiyor
derler ki insanlar hayatlarının yarısını düş kurarak
diğer yarısınıysa gerçekleşmeyen düşlere yanarak geçirirler
mutluluk mu, yaşamak mı
onu çoktan gömdüler
yine derler ki, şimdi hiçbir zaman sadece şimdi değildir
o biraz dün, biraz da yarındır
uçsuz bucaksız okyanus üstünde
yürüyorum ayaklarım çırılçıplak
asırlık soğuklar dondurmuş damlalarımı
korkusuz rüzgarlar bilevlemiş yollarımı
bıçak gibi keskin dokunduğum her yer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!