tükendim ey mutluluk
nefes almak mıdır yaşamak
soruyor içimdeki ölüm
yüreğim sancılarla kıvranıyor
acıların sessizliğinde sönüyor umutlar
bir gün gelenler, bin gün bekletiyorlar
1. gece:
doldur ey saki aşk şarabından
Leyla kadar sarhoş olmak istiyorum bu gece
ve aramak istiyorum sadece kalbin Mecnunlarını
çöl fırtınalarında kaybolsam bile
adlarını sorsan bilemeyecekler
kimliksiz ve duygusuzca yaşayacaklar
yakından görünen dağlar gibi
uzaklaştıkça küçülüp yok olacaklar
buzlu bir camdan gelir geçer rüzgarlar
karanlık..
ışığa muhtaç beklersin
oysa güneş bu kez doğmayacak
“doğu”dan akıp da gelmeyecek
bilirsin
insan güneş kadar aşık değildir dünyaya
sessiz bir akşam
zaman, gökten dökülen karlar gibi usulca akıyor
gözlerim pencerede, ruhum birini bekliyor
meçhul bir ilham perisi
zamansız ve telaşlı bir hayalet
ürkütücü yalnızlığım kadar başa bela
bir çığlık olur yokluğun
titrer ve kahrolur yüreğim
dört duvar arasında kalmışlar gibi
tutsak şimdi tüm düşlerim
ıssız gecelerde seni ararken gözlerim
deniz kibritle yanar sanıyor
kırılan kalbin ilacını bulmuş gibi
zehirli hançerini hoyratça saplıyor
maske üstüne maskeler takıyor
ruhu çırılçıplak, boya üstüne boya çekiyor
orada
bıraktığımız yerde duruyor güneş
zaman hiç akmamış gibi
kalbimizdeki güller büyürken
dikenleri hiç batmamış gibi
yalnızlık, sen hiç değişmemişsin
sen yaşlanırken sen hep aynı kalmışsın
zaman duruvermiş gözlerinde
o alaycı bakışların hala yerli yerinde
yalnızlık, sen hiç değişmemişsin
sen ona de ki
bir gün gelecek melekler
ama o gün
asla mutlu bir gün olmayacak
güneşim gözleri
gözlerinde nar olup yansa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!