kiminin aşkı, kiminin felaketi olurmuş
güneş doğarken, aynı anda bir başka yerde
bir başka zamanda batarmış
rüzgar göğün bağrından kopup
tufan olup denizleri sürüklermiş
dalgalar coşup çağlarken
içimde bir yangın var
sessiz, dumansız
kalbimin ormanları yanıyor
can çekişen duygularım çaresiz
çatırdayan bir ben var içimde kimsesiz…
bir gün ağlayarak gideceksin
tüm gülmüşlüklerini unutarak
ve geride sadece küçük bir boşluk bırakarak
ateşin çağırdığı o yerde bir damla su arayacaksın
dudakların yalnızlıktan kuruyacak
benim gece karanlığı ışığım
mecalim yettikçe sana koşarım
varlığın korkutur beni
yokluğunsa acılara düşürür
aklımı bir kenara bırakır
vazgeçer sorgulamalardan
bir yalnızım ki
aklın almaz senin
hayal bile edemezsin
ateşin içinden suya bakar gibi
suyun koynunda ateşe ağlar gibi
yitirilmiş bir kalpten geriye kalan
iki damla gözyaşı
döksem mi, biriktirsem mi
tükenir miyim, boğulur muyum
bilmiyorum, aşk mı nefret mi duyduğum
belki de istediğim
bir seni kaybetmekten korkarım
bir de kendimi
bilirim seni kaybettiğimde
kaybolur benliğim
işte bu yüzden
sakın ola gitme kalbimden
bu kelimede kaybolur insan
yokluğun içinde var olmak gibi
birinin kalbinde can bulmak gibi
bu aşkta kaybolur insan
esaretle biten savaşlar gibi
korkuyu düşünüyorum
senden sonra gelecek olan
aklımı başımdan alacak olan
kor bir ateş gibi yakacak olan
korkuyu düşünüyorum
bir kör gibi yaşamak
gözleri yüreğinde
elleri boşlukta
sonsuzluğun ışığına dokunarak
karanlığın gözyaşlarına basarak yaşamak
santim santim yoklayarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!