adlarını sorsan bilemeyecekler
kimliksiz ve duygusuzca yaşayacaklar
yakından görünen dağlar gibi
uzaklaştıkça küçülüp yok olacaklar
buzlu bir camdan gelir geçer rüzgarlar
güneşi de al gel dedim
güneşimi de alıp gittin
karanlıktayım
üşüyorum
bu kadar mı umarsızsın
1. gece:
doldur ey saki aşk şarabından
Leyla kadar sarhoş olmak istiyorum bu gece
ve aramak istiyorum sadece kalbin Mecnunlarını
çöl fırtınalarında kaybolsam bile
bazen bir yolculuk başlar
yürür ya ayakların kendiliğinden
kalbin çekip götürür ya hani
her adımda canın acır ya
ah zamansız unutmak var ya
ayrılığa mahkum etmek kendini
benim bir umudum var
hayatı yaşanır kılan
yaralı kalbime merhem olan
benim bir umudum var
gecenin son mumunda tükenen
ah Meri, keşke gitmeseydin
yokluğun zehir gibi
damar damar yayılıyor içime
her saniyede biraz daha ölüyor bedenim
usul usul tükeniyor hislerim
mutlu ol, istersen nefret et benden
sessiz bir akşam
zaman, gökten dökülen karlar gibi usulca akıyor
gözlerim pencerede, ruhum birini bekliyor
meçhul bir ilham perisi
zamansız ve telaşlı bir hayalet
ürkütücü yalnızlığım kadar başa bela
bir çığlık olur yokluğun
titrer ve kahrolur yüreğim
dört duvar arasında kalmışlar gibi
tutsak şimdi tüm düşlerim
ıssız gecelerde seni ararken gözlerim
sen ona de ki
bir gün gelecek melekler
ama o gün
asla mutlu bir gün olmayacak
güneşim gözleri
gözlerinde nar olup yansa
ve yine çarkları dönüyor o tarifsiz saatin
ve yine dili tutuluyor kalbimin
birazdan ağlarsam şaşmayın
neler anlatır gözyaşın
onu sakın sormayın
sadece ve sadece susun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!