uzak düştüğünde gözler
tutunamadığında kalpler
yağmur gibi dökülüverir yaşlar
gökten kopan bir şeyler var
masmavi semada şimşekler patlar
alev alev parçalanır kıvılcımlar
neden diye sormak ne de zormuş meğer
üzgündü bugün
neden diye soramadım
bilmiyor ki
derdi derdim olur
bilmiyor ki yüzündeki tebessüm
sana en değerli hazineyi bırakıyorum, dedi
hatıra kalsın sana tüm varlığım
canı cehenneme dedim
tüm hazinelerin ve tüm hatıraların
sen yoksan kırık sol yanım
ardın sıra ağlarken gözlerim
limanın kapısına bırakıyorum seni
denizin dalgaları üstüme geliyor ama
geminin halatları içimi boğuyor ama
tüm martılar adını çağırıyor ama
gökler onu bırakma, diyor ama
ama elveda
yakut gözlerinden damlarken yaşlar
gayb aleminden saçılır incimsi sırlar
bugün neden gamlısın böyle Rüveyda
uzun bir yolculukta yalnız gibisin
terkedilmiş bir aşkın külleri misin
ah Rüveyda, daha yolun başındasın...
ah Peri-Şan
şanlı perim, dişi meleğim
acıtır mı gidişim
dağlar mı yokluğum
ıtrinin dilinden dökülen notalar
saçılır mı yüreğinden
bir mezarlığa düştü yolum
insanların kemiklerini gizledikleri
belki de acılarını örttükleri
ölüm bahçesinin sessizliğinde
ben huzur buldum ne garip
bir mezar da benim için açıldı sanki
ateşten bir kalp sudan bir aşka dokunur
gözyaşından bir deniz çöl ortasından köpürür
hayatın sonsuzluğu yalancı bir seraba dönüşür
aşkın krallığı acımasız bir savaşla yıkılır
yer ile gök arasındaki her şey duruverir
benim için üzülme derler ya
ah ne kadar da saçma
benim için üzülsen ya
ağlasan ya bazen
ateş gibi yanan yüreğinden
çağlasan ya
hayat bir saklambaç oyunundan ibarettir
dokuz ay saklanırsın annenin karnında
kalbini ve ruhunu gizledikten sonra
et ve kemiğinin ardına
gelirsin şu yalan dünyaya
önce gözyaşlarını saklamanı isterler senden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!