gidenlerden geriye kalan sadece yalnızlık
ve bir hüzün, yas günlerindeki yüzler kadar soluk
ve birkaç hatıra, tarih aynasında kırık dökük
renkleri yitivermiş gökkuşağının
derin bir gri istila etmiş, zilli mağmumdur sema
kalbe yalnızlığın cemresi düşmüş
dünyayı alsan da kalbine
ben yokum bu gece
ayaklarım varmıyor kapından içeriye
ah oysa
öylesine doluyum ki hasretinle
hani derler ya
muallak taşı gibi kalmışım havada
ne yerdeyim ne de gökte
bilmem ki yarına çıkar mı ömrüm
dünde miyim, yoksa bugünde
hani birini yanlış ezberlersin ya
ta ilk seferinde
ve sonsuzaca yanlış tekrarlarsın ya
o öyle değildir aslında
o öyle olsun diye yalvarırsın da
kapılar duvar
bazen araya yalnızlık girer
aşılmaz duvarları çekersin herkesin üstüne
berisi sessizlik
dedi ki, öldürme de yaralı bırak beni
her can acısında beliriversin gözlerin
dedi ki, damarlarıma yayılan kan gibi
her kalp atışında nefesim olsun hayalin
dedi ki, öldürme de yaralı bırak beni
yalnız yürümeli hayat
gökte kuşlar
denizde balıklar
dağlarda sürüngenler ağlar
burada, bir yerlerde hayat ölümle başlar
yalnızlıkla sürüp gider
feri yok gecenin
gün gibi ortada hayalin
ah yine de
katrandan gömlekler biçilmiş yalnızlığıma
sessizlik büyür avuçlarımda
sonra konuşur yüreğim
yalnızlığın sessizliğini dinliyorum
ürkütmüyor değil bu hayali adam
kapı çalana dek çekeceğim derdini
ne de olsa benim en sessiz
en güvenilir dostumdur kendisi
kuş sesleri arasında gelen
bazen aşk
kalpsiz birinden
kalbini çalabilmektir
çünkü mucizelere inanmaktır aşk
bazen aşk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!