Lisedeydim
Fesleğenlerin başını okşadığım vakitlerdi
Ezik çimen kokusundan sarhoş olduğum
Yağmurla yıkanmayı kutsal bildiğim delikanlılığım
Düşünüyorum da
Yalnızsın
Öylesine oturuyorsun parkta
Sabah yağmur yağmış
Birikintilere dalıp çıkan serçeleri seyrediyorsun
Henüz yürüyen çocuk annesine koşuyor çimenlikte
Yılların omzuna bindiği bir teyze bankta oturuyor
Mitolojik sahnenin son perdesi
Bizet çalıyor ıslak taş kaldırımda
Gül rengi keder dolaşmakta
Kanımda yuvalanmış sızı
Durup durup zonklayan kızıl hasret
dinle
“sonuna kadar açık kollarla”
diyor şarkı biliyor musun
belki hani kimbilir
Penceremde gece,
Issız, yalnız, dalgın
Ölümden hâlâ haber yok
Meraktayım.
Vadileri silkelerken uçurumlar geliyor elime
Sonunu unuttuğum hikâyeler içinde
Ayağımı çekip boğulmaktan korktuğum anılar
"ve bir gün" dediğin nefesinde
Öğrenirsin ya hani
Acı çekmek neymiş
basa basa üstüne
Beni bırakıp gidin
Sevginiz, yakınlığınız, dostluğunuzu alın
Hatta merhametiniz
Hatta adaletiniz
Varsa vefanız… Fedanızı da alın
Karanlık giderek çörekleniyor geceye
Yağmuru yüklenmiş bulutlar çıkageldi denizin öbür kıyısından
Mürekkepsi damlacıkların itirafları bunlar
Mektuplar yazıldı camlara
Gizlice akasyayı gözetliyordum
Küçükhanım;
Hastaymışsın ah! Manolya
Desem ki Allah sağlığımı versin sana
ki ne gezer o bende
Ama Allah versin hastalığını bana
Ah manolya biraz pembe biraz beyaz
Hüzün çok huzur az
Bir gün papatya seversin
Bir narin menekşeler
Ertesi gün zambak
Eflatun kokulu leylaklar peşine
Her güne bir çiçek sığdırsan
cam kenarında çocukluğunun sardunyaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!