Taşıyamadım içinde olduğun şehrin ağırlığını
Sabahın körü bıraktım ardımda afyon çiçeği
İlk yazın ayazında titremem üşümekten değil
Fırlattığım çiçek yüreğimde kelepçe
Bizi tanımıyor artık Fındıkzade
Ayak üstü sohbetimiz olsaydı keşke afyon çiçeği
Dönüşüyor giderek turuncudan kahverengiye
Ekimden kasıma soğuk iliklerden işliyor
Caddede, dükkanlarda değil
Gözlerden gizlediği gözleri
Hep denizin uzağına bakıyor
Halinden anlayamazsınız ki
Köhne kayıkların kırık kaburgaları
gecenin derin vaktinde
Saçlarımın beyazını okşayan rüzgara hürmetimden
belkide yorgunluğumdan düşmüş gözlerim
Tek damla kanımı akıtmadan derimi soyan
Yalnızlığın ustalık yaşı
Yalnızdım
Sabahın herhangi körü
Gözleri kan çanağından çıkmış
Ardımda kadın çığlığı
Okyanusa uzanan iskelenin çürük tahtaları üzerinde
Adımlarında korku
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!