İnsan nisyanmış
Nasıl bir şey ki unutmak
Sokakta, alelade birisi mümkündür
Mümkündür, öylesine şeyleri unutmak
Avucundaki izleri insan,
Hafızasını neyle kazıyacak
Karadeniz dalgası çıkana dek
Ezan sesini takip ediyordum
Yorgun ayak izlerimi rüzgâra bırakarak
Martıları yakalardım ayaklarından.
Günahlarımın ağırlığını derimin altında taşırdım
Dünya üzerime yıkılır, altında can verirdim.
Yelkenlerimi açıyorum
Usul bir rüzgâra doğru
Ne telaşım olabilir ki
Kırmızı gülün yapraklarına dokunmaktan başka
Hani diyorum
Uzaklarda
Sen bebeğim, manolyam
Duru su gibi parmaklarımdan aksan
Ve yüreğime süzülsen gizemle
Öpsem beyaz çiçek yanaklarından
Hiç doymasam sabah olsa
Ne çok meğerim birikti
Çok zaman aldı omurgam olduğunu anlamak
Bozuldu yağmurun kokusu
Sen yoksun ağzımda bir acı tat
Mezarı meçhul tebessümsün
Kıymışım sana meğer bilemedim
Yokuştaki çimenleri ezerek çıkıyorsun
aniden önüne fırlayan kayalıklarla
konuşmakta köpüren deniz suyu
karabataklara karışan eden yok
demekki yalnızsın
ufka baksan uzaklaşan gemi
Şafak doğuyordu
Yanımdaydın, uzaktaydın
Satın aldığın balonları göğe uçurmuştun
Özlemli gecelerden bahsetmiştin
Delice sevişmiştin
Farz etmiştin ki göğsüme düşecektin
Bir şarkının bölük pörçük dinlenilen mısraları;
Akla gelip giden şeyler
Uzak bir yola gitmek
Rüyanın tabirini anlatmak sanki
Biz şehrin ilk yanan lambalarıydık
Usulca gökkuşağı emerdi tenimiz
Küçülen gözbebeklerimizin büyülü ışıltılarıyla
Doğardı güneş
Yıllar uslanmaz, çılgın
Göğsümüzün solunda sızı
Şiirli bir kış akşamıydı
Karanlık deniz kıyısı
Uzaklarda liman feneri
Biraz yaprak
Biraz toprak
Biraz yosun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!