Gecenin vehmiyle şarkılar dinlemek vardır
Fısıldanan zakkumun tatlı fitnesinde
Su alan kayığı küreklemek
Nefes alamadığın dünyada, hayallerinde
Parmaklar uzanmaya ürkek
Gözlerinde,
Yeşil gölün suları dağ eteklerine iner
Avare, şarkı tellendirirdi çatlak notalarda
Zamanın ipine takılır,
Dünyayı ayak izlerinde bırakır giderdi
Çimenler üzerinde parmak ucu.
Göçtüm, dünya yığıldı başıma
Kaybediyorum melekeleri
Yaşamaya dair neyim varsa
Yıkıntı altında
Daralıyorum,
İstanbul parmaklarımdan kayıyor.
Tanışmadan önce böyle acımasız mıydı şubat
Sırf seni üşütecek ikindileri kollayacak
Kör esintiyle kıskanç poyraz
Soğuk sıkıntılar cirit atar hastane odalarında
İhtiyarsız anılar oyunlarını bozar rüzgârın
kederli anılarından uzakta
kollarını uzatıp rüzgarın esintisiyle uçmayı umarak
kapatıp gözlerini her nefesinde
geride bırakmışsın şehrin çılgın yalanlarını
kollarını açtığında göğsümle buluşmayı umarak
yumulu gözlerinle nefesim gerdanında
Dalgalı kentin kıyısındayım
Rüzgarlı şehrin kayalığında
Uzak biletler al
Bitsin artık sızım
Düşsün dibim, Gel ansızın
Üstümdeki akıl benim
Göğüsdeki yürek benim
Ne varsa görünen, emanetim
Yürüdüğüm irade benim
Suç benim
Suçlu benim
Gece yarısından sonra
Düşmelerini seyrederdim evin damından
Işıklı pencereler yağardı göğe doğru
en çok deniz fenerine kızardım
bütün gece çılgın gibi
Şarap içmiyorum ki
Yiyerek kafayı bulmuşum
Ah o Gökçeada'nın yusyuvarlak beyaz üzümü yok mu
Belki Ege mandolini, belki şiir okumuşluğum
Eski hatıralara gülümsemek çok mu
Kim bilir geceden, hayallere dalışımdan sarhoşluğum
Üşütür serinliği tasdik edilmiş vedanın
ahengimi kaybettiğim gündü yani
kurak vakitlerin ilk heyecanıydı
gözlerini gözlerimde söndürdüm
giderek keskinleşen buz kırıklarında yürüdüm
yalnız, çıplak ayak, üşümüş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!