ömrünü yürüyüş bilmeli insan
vaktin de yola çıkmayı denemeli
yolculuğa değer görmeli kendini
kendi canını
hey canım
hüsranını artırma sakın
her fırsatta akseden nurlarla temizlenip
fersudeleşmiş en nadide duyguları
aksatma
gizler çözen gecelerimiz
geceyi düğümleyen gizlerde gizlensin
münzevi düşler eklensin ahlarımıza
ötelere erişen rüyalara zincirler
hep kara sevdalara dönüşsün gecelerimiz
filistin diyorum kudüs diyorum
utanıyorum zindana atılan çocuklardan …
ciğerim parçalanıyor gece gündüz
haykırışım var
dökülüyor ruhumdan öfkenin bin türlüsü
sapan taşlarına takılıp fırlatılıyorum
hey göğsün en sır yerini kurutan nefes
sadece kendi çıkarını gözeten kalp
hey darbe yapan güç…
hey müridi olduğum aşk
zevk ve muhabbetle birleşip
hüsranını artırma sakın
her fırsatta akseden nurlarla temizlenip
fersudeleşmiş en nadide duyguları
hey naçar gönül bazen
yerdeki ve gökteki her şeyle beraber
tefekkür tezekkür edersin
için rahatlar
sunulmuş seanslar tadarsın
Rahmanın gülzar-ı aşkıyla
senin yüzünden
savaşların dünyaya armağan ettiği bunca yangın
kutsal kılınmış ey zeytin ağacının yeşili
yitirilmiş merhametlerin sükunetli temennisi
üzerimde bir kanat esintisi gibi ol gecenin bir vaktinde
bir el dokunmuş da aniden uyanmışım gibi
filistin diyorum kudüs diyorum ,
utanıyorum zindana atılan çocuklardan …
ciğerim parçalanıyor gece gündüz
dökülüyor ruhumdan öfkenin bin türlüsü ,sapan taşlarına takılıp fırlatılıyorum
göğsümde yanıp tutuşan kinim var
filistin diyorum kudüs diyorum
utanıyorum zindana atılan çocuklardan …
ciğerim parçalanıyor gece gündüz
haykırışım var
dökülüyor ruhumdan öfkenin bin türlüsü
sapan taşlarına takılıp fırlatılıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!