yol vardır
aşkı uzun biliriz ölümden
kalbin başkentine kabul edilir alnımız
en izzetli yoldaşlık
en asil direniş bahtımıza yazılır
en zor badireleri yüreğimin beraberliğine şart koştum
yenilgilerimin çetelesini tutulacakmış meğer
bir sonuca varması bilmem ne kadar mukadder
hiç direnmeden kayıtsız şartsız ona teslimim
fermanının her hükmüne razıyım
geldiğim yollardan
eskiden…
eskimeyen zamanlardan
elimi tuta tuta yürüsem kendime
dağların dağlara kavuştuğu
yürekçe konuşulduğu vakitlerden
gitme vakti şimdi
rahatsızlan azıcık
depremini başlat
bir beste dolanır ya insanın diline
ara sıra tatlı bir sızı gibi düşer ya gönle
ben de bir tatlı nağme tuttursam şöyle
fırtınası yağmuru kendimce
her şeyi koysam bir kenara
yola koyulduğunda
kalbin vuruşu rota olacak, yol gösterecek, ilham olacak
dizine derman, gönlüne ferman, duana icap olacak
menzili bitmek bilmeyecek yolun
tüm muharebeler orada kaybedilip
tüm mücadeleler orada kazanılacak
koyu bulutlarla kaplı göğün üstü
feleğin gadrine uğramış sanki
bir yere erecekmişçesine hızla ve kesintisiz
döndükçe büyüyor bulutlar
dönüşteki sır mevsimlere kilitli
akışkan ve coşkun yağmur yağıyor
sebebi sensin saçlara düşen akların
çilekeş bir yüreği perişan eden acıların sebebi sen
onca günahla kirlenmiş onca isyana rağmen
akan sıcacık gözyaşların sebebi sen
senin eserin damarlarda dolaşan her nebze kan
mor göklerden
ise bulanmış karlar yağardı
ince ayaklı bir alaca karacasının iri gözlerine
postallarımı çağrışımsız taşkınlarda unuttuğum vakitlerde
nedense böylesine soğuk bir gecede
etrafımda uçuşur kar tanecikleri
geceleri kendimi mutsuz hissettiğim zamanlar
kar taneciklerinin uçuşmasını izlerim
ayakkabı gıcırtılarının o sert hışırtısı duyulur
üzerlerinde gezinirim sessizce parmak uçlarımla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!