soğuk bir gün
bir ümit gibi yaklaştı durağa minibüs
açılan kapısından bir buhar dalgası yükseldi
ve üşüyen günün içine dağıldı buram buram
ayrılık kimi zaman bitimsiz bir özlem sızısı
derin bir bıçak yarası
ilmek ilmek hasret dokur gözlerim uzak yolların gergefine
dağ çiçeğim kayıp
gökte ki yıldızım yitik
gelmedi beklediğim bahar sabahı
bir kodes gözlerin
oradan umutlar toplayıp kalbime atacağım
uçup duran kar taneleri düşerken
bakışlarında sığınacak yer arayacak
zemheri soğuğunda üşüyen
saçlarına üşüşen her kar tanesi
gece söz anlamaz
gün burada beklemeli
zamana neler söyleyeceğim neler şimdi
bana merhaba derken
sokaktaki lambalar ardı sıra sönerken
ben tam pencereyi açarken
şimdi mevsim öfkedir
aylardan en soğuk ihanet
hangi güneş paramparça olur
geceye saklı uğursuz tekmelerden
korkulu bir düş değilse eğer bu
kimse onun gibi değil
onun hatırına sevilir oğul ve kızlarımız
sonsuzluk vaat eden onun haberiydi
evladı göz aydınlığı eyleyen onun müjdesi
evladı anaya sevdiren de
gitme vakti şimdi
rahatsızlan azıcık
depremini başlat
bir beste dolanır ya insanın diline
ara sıra tatlı bir sızı gibi düşer ya gönle
ben de bir tatlı nağme tuttursam şöyle
fırtınası yağmuru kendimce
her şeyi koysam bir kenara
yola koyulduğunda
kalbin vuruşu rota olacak, yol gösterecek, ilham olacak
dizine derman, gönlüne ferman, duana icap olacak
menzili bitmek bilmeyecek yolun
tüm muharebeler orada kaybedilip
tüm mücadeleler orada kazanılacak
koyu bulutlarla kaplı göğün üstü
feleğin gadrine uğramış sanki
bir yere erecekmişçesine hızla ve kesintisiz
döndükçe büyüyor bulutlar
dönüşteki sır mevsimlere kilitli
akışkan ve coşkun yağmur yağıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!