içimdeki derdin ,tatlı bir sitemin ifadesi
ruhumun en ince yerinden kopup gelen serzenişler
ne ayrılığa güç yetirebiliyorum
ne de vuslatı umut etmeye
kutsal bir aşk duygusuyla öyle doluyum ki
ağzımı açarsam dünya tutuşacak
Çok küçükken yetim kalmış bir şehit çocuğunun hikayesi bu ...
.
yol büküle büküle ilerlerken
heyecan, korku ve tereddütler düştü zihnimi sırayla
en sevdiğim mevsime denk gelmiştim
ya da kendi kanaatini söyleyiverseydi,
zafer sevinci bu kadar açık olur muydu?
bir mesaj ki
kokuşmuş geleneği yırtan keskinliği
törpülenmiş olmaz mıydı
hiç değişmedim
hep bildiğin benim işte,
ellerimde tütün kokusu,
saçım sakalım hep aynı
hep aynı ben işte
yer o yer ama
ne ben aynı benim
ne sen aynı sen
gerçek o kadar yakındayken
gerçek bulutların arkasında
gerçek baharın ilk çiçeğinin açımında
fani olduğumuz nerden bilinecek
akmazsak bu günden yarına doğru
zaman ,yokluğa meylettiği ölçüde
hayatın olmadığı bir yer düşünmek imkansız
saniyeler tık tık ilerlerken
içimde buz gibi soğuk bir güz barındırır ruhum
yalçın , çıkılmaz bir dağın başında çimen kokulu
bir köle durumuna sokarım düşüncelerimi
basmakalıp harflerin , sözcüklerin
yağmur hızlandı
rüzgar esti
başımda fırtınalar
bir vapur düdüğünü çaldı uzaktan
martılar çığlıklar atarak üstümden geçti
gök zeminini yarıp geçti şimşekler
yıllarca aşkın hicranıyla bestelenmiş,
hasreti nerede görsem tanırım
her gece mistiklerin anlattıkları hikmeti bilirim
zihnin içinde çarpışan bin bir dramı
şafak sökümünde gizlenen sırların gizemli öyküsünü
her günü bir tespih tanesi gibi zikrederek
yıldız topladığın gecelere yaz
masalın en trajik yerinde
çatıver iki tel saçı birbirine
yağsın üzerine çareler, umutlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!